İ.lı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasında, çekişmeli taşınmazın davacı tarafından inançlı işleme dayalı olarak davalıya temlik edildiği gözetilerek, 818 sayılı Borçlar Kanununun 81. maddesi, ( 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu md.97) hükmü değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada, mahkemece resmi belgenin aksinin ancak başka bir resmi belge ile ispat edilebileceği ve sahtecilik eylemi kapsamında açılan bir dava bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildikten sonra davacıya dava açması için 2 haftalık kesin süre de verilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazlar tazminat davasına muhatap olmamak ve aileler arasında barışın tesisi amacıyla devredildiğine ve sözleşme yapıldıktan sonra davalı tarafın herhangi bir tazminat talebinde bulunmadığı ve aileler arasında da bir problemin yaşanmadığı sabit olduğuna göre söz konusu satış işleminin muvazaalı olduğunu söyleyebilme imkanının bulunmayacağı-
Mahkemece, hasımlı alınan veraset ilamı uyarınca davacının mirasçı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön yoksa da; davacı payının yanlış hesaplanarak karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Tapu kaydına yanlış yazılan murise ait kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkin davada, dava konusu taşınmazın davacının murisi ile ilişkilendirilmesi bakımından davacıya tanık göstermesi için imkan tanınması ve göstereceği tanıklar dinlendikten sonra bir karar verilmesi gerekeceği,tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmaması gerekeceği-
Davacı, taraf muvazaası hukuksal nedenine dayandığına göre, mülkiyet hakkından kaynaklanan davada genel mahkemeler görevlidir. Daha önce genel mahkemece verilen görevsizlik kararının, temyiz edilmeksizin kesinleştiği gözetildiğinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esası yönünden hüküm kurulmuş olmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Dava, tapu kaydında miras bırakanın hiç yazılmayan baba adlarının yazılması istemine ilişkindir. Dosya kapsamından miras bırakanın nüfus kaydı dâhil olmak üzere herhangi bir kaydının bulunmadığı, bu kişiyi tanıyan ve bilen kimsenin de olmadığı anlaşıldığına göre davacı tarafın iddiasını kanıtlayabilmesi için tanık deliline dayanma imkânı sağlanması gerektiği aşikârdır. Davacı taraf dava dilekçesinde tanık beyanına dayandığına ve dinlenilen davacı tanığı da miras bırakanın baba adının davacı iddiasında olduğu gibi olduğunu iyi bildiğini ifade ettiğine göre davacının bu iddiasını da kanıtladığının kabulü gerekeceği-
Satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davalarına asliye hukuk mahkemelerince bakılması gerektiği-
Satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu tescil talebi için taşınmazdaki binada kat irtifakı kurulacakmış gibi her bir bağımsız bölüme düşen arsa paylarının bilirkişiye hesaplattırılması, bundan sonra davacıya sözleşme ile vaat edilen bağımsız bölüm için saptanacak arsa payı yönünden de davacı adına tescile karar verilmesi gerektiği-
Başlangıçtaki tescil işlemi yolsuz tescil olsa da 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesinde belirtilen koşulların oluşması halinde tescilin belediye veya gerçek ya da özel hukuk tüzel kişileri adına devam etmesi olanağı doğacağından artık burada 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesi şartları üzerinde durulması gerekeceği-