Dava konusu taşınmazlar tazminat davasına muhatap olmamak ve aileler arasında barışın tesisi amacıyla devredildiğine ve sözleşme yapıldıktan sonra davalı tarafın herhangi bir tazminat talebinde bulunmadığı ve aileler arasında da bir problemin yaşanmadığı sabit olduğuna göre söz konusu satış işleminin muvazaalı olduğunu söyleyebilme imkanının bulunmayacağı-
Mahkemece, hasımlı alınan veraset ilamı uyarınca davacının mirasçı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön yoksa da; davacı payının yanlış hesaplanarak karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Davacı, taraf muvazaası hukuksal nedenine dayandığına göre, mülkiyet hakkından kaynaklanan davada genel mahkemeler görevlidir. Daha önce genel mahkemece verilen görevsizlik kararının, temyiz edilmeksizin kesinleştiği gözetildiğinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esası yönünden hüküm kurulmuş olmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Dava, tapu kaydında miras bırakanın hiç yazılmayan baba adlarının yazılması istemine ilişkindir. Dosya kapsamından miras bırakanın nüfus kaydı dâhil olmak üzere herhangi bir kaydının bulunmadığı, bu kişiyi tanıyan ve bilen kimsenin de olmadığı anlaşıldığına göre davacı tarafın iddiasını kanıtlayabilmesi için tanık deliline dayanma imkânı sağlanması gerektiği aşikârdır. Davacı taraf dava dilekçesinde tanık beyanına dayandığına ve dinlenilen davacı tanığı da miras bırakanın baba adının davacı iddiasında olduğu gibi olduğunu iyi bildiğini ifade ettiğine göre davacının bu iddiasını da kanıtladığının kabulü gerekeceği-
Satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davalarına asliye hukuk mahkemelerince bakılması gerektiği-
Satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu tescil talebi için taşınmazdaki binada kat irtifakı kurulacakmış gibi her bir bağımsız bölüme düşen arsa paylarının bilirkişiye hesaplattırılması, bundan sonra davacıya sözleşme ile vaat edilen bağımsız bölüm için saptanacak arsa payı yönünden de davacı adına tescile karar verilmesi gerektiği-
Başlangıçtaki tescil işlemi yolsuz tescil olsa da 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesinde belirtilen koşulların oluşması halinde tescilin belediye veya gerçek ya da özel hukuk tüzel kişileri adına devam etmesi olanağı doğacağından artık burada 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesi şartları üzerinde durulması gerekeceği-
Davacı dava dilekçesinde, ... no'lu bağımsız bölümün tapu kaydının beyanlar hanesinde yer alan şerhin terkinini istemiştir. Hüküm sonucunda sehven talebe aykırı olarak... Sayılı taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhin terkinine karar verilmesi doğru değilse de; bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekeceği-
Mahkemece verilen kararının, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 36/A maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına" cümlesinin eklenmek suretiyle düzeltilerek onanması gerekeceği-