Takip, alacaklı tarafından (iflasın ertlenmesi) tedbir kararından sonra başlatılmış ise de, tedbir kararının alacaklıya tebliğ edildiği veya alacaklının takipten önce tedbir kararının varlığından haberdar olduğu görülmediğinden, icra işlemlerinin tedbir kararı içeriğine aykırılığı sonucunun oluşmasında, alacaklıya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı ve bu durumda, mahkemece, tedbir kararı uyarınca, tedbir kararından sonra açılan takibin itiraz eden borçlu yönünden "durdurulmasına" karar verilmesi gerekirken, "takibin iptali" yönünde hüküm tesisi ve haksız olarak şikayet yoluna başvurulmasına sebebiyet vermeyen alacaklı aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Bahsi geçen kamulaştıma bedel tespiti davasında, ev bedelinden davacının payına düşen kısmın ödenmesine karar verildiği de gözönünde bulundurularak, davalıların payına isabet eden muhdesat değeri üzerinden belirlenecek nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK'nın 326/2. maddesi uyarınca yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilecek vekalet ücretinden, her bir davalının tapu payları gözetilerek sorumlu tutulmaları gerekeceği-
Taşınmazın bütünleyici parçası niteliğinde olmayıp (mütememim cüz) her zaman için sökülüp götürülebilen ve taşınmazdan ayrılması mümkün olan eşya (teferruat) niteliğindeki eşyalar yönünden muhdesat aidiyeti davası açılamayacağı, ancak koşullarının varlığı halinde (TBK. mad. 77 vd) sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açılacak eda nitelikli bir alacak davası ile talep edilebileceğinin mümkün olduğu, eda davası açma hakkının bulunduğu hallerde de bu davaya öncü olacak bir tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı, tespiti istenen ahşap çit ve tel fens yönünden ret kararı verilmesi gerektiği- HMK. mad. 297/2 uyarınca, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi, infaza elverişli biçimde hüküm kurulması gerektiği- Davanın konusu (müddeabih) davalının payına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) olup, yargılama sonucunda hüküm altına alınan nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde HMK. mad. 326/2 uyarınca yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilecek vekalet ücretinden, davalının tapu payı gözetilerek sorumlu tutulması gerektiği-
Yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK'nın 326/2. maddesi uyarınca hesaplanacak yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilecek vekalet ücretinden, her bir davalının, dava konusu taşınmazın tapuda paylı mülkiyet şeklinde kayıtlı olması halinde tapudaki payları, elbirliği mülkiyetinin sözkonusu olması halinde ise miras payları göz önünde bulundurularak sorumlu tutulmaları gerekeceği-
Davanın konusunun (müddeabih) davalıların payına isabet eden muhdesat değeri olduğu(zemin bedeli hariç), buna göre, yargılama sonucunda hüküm altına alınan nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 s.lı HMK'nun 326/2. maddesi uyarınca yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilecek vekalet ücretinden, her bir davalının tapu payları gözetilerek sorumlu tutulmaları gerekirken, kabul edilen muhdesatlar yönünden tapu pay oranları dikkate alınmadan davalıların müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmalarının doğru olmadığı-
Yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK'nın 326/2. maddesi uyarınca hesaplanacak yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilecek vekalet ücretinden, her bir davalının, dava konusu taşınmazın tapuda paylı mülkiyet şeklinde kayıtlı olması halinde tapudaki payları, elbirliği mülkiyetin söz konusu olması halinde ise miras payları göz önünde bulundurularak sorumlu tutulmaları gerekeceği-
Davacı tarafın payına isabet eden bedel mahsup edilmeksizin yargılama gideri ve vekalet ücreti hesap edilmesi ve hesap edilen bu miktarların da, tapudaki pay oranları/ miras payları gözönünde bulundurulmaksızın davalılardan alınmasına karar verilmesinin hatalı olduğu- Her beyanın tapu kütüğünün beyanlar sütununda gösterebilmesinin mümkün olmadığı- Mevzuatın yazılmasına izin vermediği bir belirtmenin kütüğün beyanlar sütununda gösterilemeyeceği- Taşınmazda bulunan ağaçların davacı tarafından dikilip yetiştirildiği hususun tapunun beyanlar hanesine şerh edilmesine imkanı veren yasal düzenleme bulunmadığından, mahkemece, tespit hükmü verilmekle yetinilmesi gerekirken, bu hususun tapunun beyanlar hanesine şerh edilmesine karar verilmesinin hatalı olduğu- 
Davacılar kendi paylarına karşılık gelen tapu kaydını da dava konusu etmediklerine göre, muhdesat tespiti davalarında dava değerinin, davacıların tapudaki payları dışında, davalıların paylarına isabet eden muhdesat değeri olduğu (zemin bedeli hariç)- Yargılama sonucunda hüküm altına alınan nispi karar ve ilam harcı ile yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilen vekalet ücretinden, her bir davalının tapu payları/veraset ilamlarındaki payları oranında sorumlu tutulmaları gerektiği-
Muhdesat tespiti isteğine ilişkin davalarda, davanın değerinin, muhdesatın davalıların paylarına isabet eden değeri olduğu (zemin bedeli hariç), buna göre, yargılama sonucunda hüküm altına alınan nisbi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK'nın 326/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinden ve davacı yararına takdir edilen vekalet ücretinden her bir davalının tapudaki payları oranında sorumlu tutulmalarının gerektiği-
Mahkemece; dava değerinin tespit edilmesi, tespit edilen dava değeri esas alınarak, nispi karar ve ilam harcının hesaplanması, hesaplanan bu harcın, miras payları gözönünde bulundurularak davalılardan tahsiline karar verilmesi, hesaplanan yargılama giderinin aynı şekilde miras payları gözönünde bulundurularak davalılardan tahsili ile vekalet ücretinin hesabında ise, yargılama sırasında davacı tarafından harcı yatırılan miktar esas alınarak hesaplanacak miktarın, miras payları gözönünde bulundurularak davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekeceği-