Borçlu isteminin bir bölümünün reddi nedeniyle, kendisini yargılamada vekil ile temsil ettiren alacaklı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Mirasın hükmen reddi (TMK. mad. 605/2) istemine ilişkin davada, "davalı-alacaklının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığını araştırılarak" davanın kabulüne karar verildiği göz önünde bulundurularak, yargılama gideri ve harçtan "davalının" değil, "davacının" sorumlu tutulması gerektiği-
Ecrimisil talebine ilişkin olarak, davanın 13.650,00 TL üzerinden açıldığı ve 10.658,00TL’nin kabul edildiği gözetilerek, reddedilen miktar üzerinden Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326/2. maddesi uyarınca vekalet ücretine hükmolunmaması doğru olmadığı gibi el atmanın önlenmesi ve ecrimisilin dava değerlerinin toplamı üzerinden karar-ilam harcına hükmolunması gerekirken, eksik harca hükmolunmasının da doğru olmadığı-
Muhdesatın tespiti isteği-
Davanın konusu (müddeabih) ise davalıların paylarına isabet eden (zemin bedeli hariç) muhdesat değeri olduğundan, yargılama sonucunda hüküm altına alınan nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK'nun 326/2. maddesi uyarınca yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilen vekalet ücretinden davayı kabul edenler ve tapu payları oranında sorumlu tutulmaları gerekeceği-
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerektiği- İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğunun kabul edileceği, aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. Kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekirken ölüm tarihinde muris adına kayıtlı araç bulunup bulunmadığı araştırılmadan hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Mirasın hükmen reddi (TMK. mad. 605/2) istemine ilişkin davada, "davalı-alacaklının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığına" karar verildiği göz önünde bulundurularak, yargılama gideri ve harçtan "davalının" değil, "davacının" sorumlu tutulması gerektiği-
8. HD. 20.02.2017 T. E: 2014/25693, K: 2149-
8. HD. 14.02.2017 T. E: 1358, K: 1761-
Ortaklığın giderilmesi davasına konu taşınmaz üzerinde inşa edilen üç kat ve teras kattan oluşan evin bulunduğu mahalde keşif yapılıp, her bir kat ayrı ayrı değerlendirilerek , kim tarafından hangi tarihte ne şekilde yaptırıldığı hususlarının taraflar, tanıklar ve uzman bilirkişilerden sorulup öğrenildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği, diğer taraftan paylı mülkiyetin söz konusu olduğu taşınmaz hakkında açılan bu davada hesaplanan nispi karar ve ilam harcından, keza hesaplanacak yargılama giderinden ve harcı yatırılan dava değeri üzerinden davacılar lehine takdir edilecek vekalet ücretinden, davalıların tapudaki payları oranında sorumlu tutulmasının gözetilmesi gerektiği-
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlediği ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngördüğü, hâl böyle olunca, öncelikle davada ileri sürülen isteklerden yıkım isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulmasının doğru olmadığı-