Arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği, davalı işverenin ihtarnamesi ile davacıya aynı ücret ve haklar ile çalışma teklifi yapılıp, davacının işe iade talebini kabul etmediği anlaşılmış ise de, bu talebin dava şartı olan arabuluculuk sürecinin başlamasından (yani 1 aylık hakdüşürücü süre içerisinde arabulucuya başvurulmasından) sonra yapıldığı ve bu durumda işe davetle birlikte dava kabul edilmediği sürece sırf işe davet ve bu davete icabet etmemenin işe iade davasının reddini gerektirmeyeceği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatın az olduğu- Davalı-davacı erkeğin boşanma davası reddedildiğine göre davacı-davalı kadın yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderlerinin davalı-davacı erkekten tahsili gerekeceği-
Anne olmadığının tespitine yönelik yargılama giderinin dışında kalan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ve kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu vekalet ücretine takdir edilmesi gerektiği-
Fer’i müdahilin tek başına temyiz hakkının bulunmadığı- Usulsüz tescil iddiasına dayalı tapu kaydının iptali ve tescil davasında dava konusu para dışında başka bir şey (müddebih) ise değerini mahkemenin takdir edeceği- Bir davada müddebihin tek bir değeri olduğu ve bu şekilde müddeabihin değeri takdir edilip kesinleştikten sonra bu değerin, mahkemenin görevli olup olmadığı, mahkemenin kararının temyiz edilip edilemeyeceği, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılıp yapılamayacağı, temyiz sonucunda verilecek Yargıtay kararına karşı karar düzeltme yoluna gidilip gidilemeyeceği, harç hesaplanması ve vekalet ücreti takdirinde esas alınacağı- Mahkemece, dava konusu taşınmazın harca esas değeri davacı tarafça dava açılırken tam olarak belirtilmediğinden değerin tespiti yönünden yapılan keşif ve bilirkişi giderinin davacının üzerinde bırakılmasına karar verilmiş ancak, mahkemece müddeabihin değerinin tespiti için keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmış olup, müddeabihin değeri davanın başında mahkeme tarafından re’sen takdir edileceğinden, davada davacının gereksiz yere davanın uzamasına veya gider yapılmasına sebebiyet verdiği de söylenemeyeceğinden keşif ve bilirkişi ücretinden oluşan yargılama giderlerinden de davayı kabul eden davalının sorumlu tutulması gerektiği ve bu suretle, yapılan keşif ve bilirkişi giderinin davacının üzerinde bırakılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu, ancak söz konusu yanlışlığın yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği, kararının düzeltilerek onanmasına karar verildiği- Hükmün sadece fer'ileri yönünden temyiz halinde davalıdan alınması gereken temyiz peşin harcının maktu mu yoksa nisbi mi olacağı-
Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş olup, reddedilen miktar üzerinden kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesininin 13. maddesi gereğince nispi avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken vekalet ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığı- HMK'nin 326/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinin tarafların haklılık oranına göre paylaştırılması gerekirken tamamının davalıdan alınmasına karar verilmesinin hatalı olduğu-
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verildiği halde yargılama giderleri konusunda davalı aleyhine olacak biçimde fazla miktara hükmedilmesinin doğru olmadığı, ne var ki anılan yanılgının yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Asliye hukuk mahkemesince verilen görevsizlik kararı üzerine aile mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi halinde, davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği-
Davalı hakkındaki manevi tazminat istemi reddedildiğine göre AAÜT'nin 10. maddesi uyarınca, kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalı yararına hiçbir gerekçe gösterilmeksizin maktu vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının doğru olmadığı- Davacının istemi reddedildiğine göre davalı tarafından sarfedilen yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Ferî müdahil vekilince ilk kararın temyiz edilmemiş olması nedeniyle direnme kararına karşı temyiz talebinde bulunulmasında hukuki yarar bulunmadığı- Davalı bankanın harçtan muaf olduğu nazara alınmadan yazılı şekilde başvurma harcı ve vekâlet harcından sorumlu tutulmasına imkân verecek şekilde harçların yargılama giderlerinin içerisine dâhil edilerek davalı bankadan tahsiline karar verilmesi doğru görülmediğinden bozulması üzerine mahkemece verilen direnme kararında, HMK’nın 332. maddesine uygun şekilde yargılama giderlerinin dökümünün yapılmaması bir eksiklik teşkil etse de, dosya kapsamında yer alan reddiyat makbuzlarının incelenmesinde mahkemece hükmedilen yargılama giderleri içerisine 5411 sayılı Bankalar Kanunu’nun 140. maddesi esas alınmak suretiyle başvurma harcı ile vekâlet harcının dâhil edilmediği anlaşıldığından, yerel mahkemenin başvurma harcı ve vekâlet harcının yargılama giderleri içerisine dâhil edilmediği yönündeki direnme kararında hukuka aykırılık bulunmadığı-
Yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK'nin 326/2. maddesi uyarınca hesaplanacak yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilecek vekalet ücretinden, her bir davalının, dava konusu taşınmazın tapuda paylı mülkiyet şeklinde kayıtlı olması halinde tapudaki payları, elbirliği mülkiyetinin söz konusu olması halinde ise, miras payları gözönünde bulundurularak sorumlu tutulmaları gerekeceği-