Davacının 5 yıllık ecrimisil talep ettiği, mahkemece de gerekçe kısmında 5 yıllık ecrimisile hükmedildiği belirtilmesine rağmen, kurulan hükümde 4 yıllık miktar olan ................. TL’ye hükmedilmesinin, davacının faiz talebi olmasına rağmen buna ilişkin bir karar verilmemesinin, yine davacının elatmaya ilişkin bir talebi olmamasına rağmen bununla ilgili hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Harcın, kabul edilen tutar üzerinden davalıdan tahsil edileceği, mahkemece, davacıdan da harç tahsili yapılması hatalı olduğu gibi peşin harçtan artan kısmın da davacıya iadesine karar verilmemesinin yanlış olduğu- Hükümde yargılama giderleri ile ilgili kabul ve ret oranına göre belirleme yapılmışsa da; hakkında feragat nedeniyle ret kararı verilen davalılardan yargılama gideri ve vekalet ücreti tahsil edilmesinin isabetli olmadığı, yapılan masrafların kabul ve ret oranına göre davalı ...’e yükletilmesi, yine davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin de davalı ...’den alınmasına karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, (öncelikle) kayıt maliki ... Oğlu ...’ın kimlik bilgileri tespit edilerek davanın gerçek paydaş veya mirasçılarına yönlendirilip yönlendirilmediğinin saptanması, ondan sonra oluşacak sonuca göre başka taraf veya mirasçı var ise taraf teşkili sağlanması gerekeceği- Keşif 3 jeoloji mühendisi eşliğinde yapılmadığından, keşfen tespit edilen kıyı kenar çizgisi ile idarenin belirlediği kıyı kenar çizgisi arasındaki çelişkinin nedeni açıklanmadığından ve taşınmazda gözlem çukuru açılmak suretiyle gerekli inceleme yapılmadığından, usulüne uygun şekilde kıyı kenar çizgisi tespiti yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Dava konusu ........ parsel sayılı taşınmaz, yeni parsel numarası aldığından, hükümde infaza elverişli şekilde yeni parsel numarası gözetilerek hüküm kurulması gerekirken, infaz kabiliyeti olmayan kadastral parsele göre karar verilmiş olmasının doğru olmadığı- Tapu kaydının iptali istemiyle dava açıldığına göre davalılar aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Eldeki menfi tespit davasının açıldığı tarihte, icra hukuk mahkemesinde açılan şikayet ve haciz ihbarnamelerinin iptaline ilişkin davanın devam ettiği ve haciz ihbarnamelerinin geçerli olduğu, davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının olduğu ve davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiği, davacının davanın açıldığı tarihte dava açmakta haklı olduğu anlaşıldığından davacı lehine yargılama gideri ve HMK'nın 326. maddesi gereği yargılama giderlerinden olan vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davacı yararına vekalet ücreti takdir edilmeyip davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı- Harçtan muaf olan davacı idare tarafından istinaf karar harcı yatırılmadığı halde ........ Bölge Adliye Mahkemesince, davacı tarafından peşin yatırılan istinaf harcının istem halinde davacı tarafa iadesine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Dava konusu taşınmazın karar tarihinden sonra, hükmün temyiz incelemesi sırasında satış akdi ile dava dışı ...’e temlik edilmiş olduğu anlaşıldığından Hukuk Muhakemeleri Kanununun 125/2. maddesi gereğince işlem yapıldıktan sonra işin esasına yönelik bir karar verilmesi gerekeceği- Mahkemece davalı ... aleyhine nispi karar ve ilam harcına hükmedilmişse de bu tür davalarda maktu karar ve ilam harcı alınması gerektiğinden davalı ... aleyhine maktu karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekeceği-
Bölge adliye mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davacı ile davalılar ... ve ... vekillerinin istinaf başvuruları kısmen kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmış, HMK 353/1-b.2 uyarınca düzeltmek suretiyle yeniden esas hakkında bir karar verilmiş olup, bölge adliye mahkemesince esas hakkında kurulan bu yeni hükümde istemin kısmen kabul ve red olunan bölümleri üzerinden istinaf giderleri yönünden yapılan paylaştırmada istinaf aşamasındaki tebligat ve bilirkişi ücretine ilişkin giderler davacı yanca karşılanmasına rağmen, davanın kabul ve ret oranına göre yine davacıdan tahsiline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Nispi harca tabi davanın kabulüne/kısmen kabulüne ilişkin kararın davalı tarafından temyizi hâlinde, mahkemece hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanacak nispi karar harcının dörtte biri oranındaki temyiz ilam harcı ve temyiz başvuru harcının alınması gerekeceği-
Mahkemece, davanın niteliği gereği davalı-alacaklının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olduğuna karar verildiği göz önünde bulundurularak yargılama giderinden davalının değil davacının sorumlu tutulması ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bu husus kararın bozulmasını gerektirmiş ise de, belirtilen hususun yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalar olup sonuçta kazanan ve kaybeden taraftan söz edilemeyeceğinden yargılama gideri ve vekalet ücretinin her iki tarafa yükletilmesi gerekeceği-
Kesinleşen yönlere ilişkin olarak temyiz isteminde bulunulamayacağı- İyiniyetli üçüncü şahısların kolaylıkla menfi tespit davası açmak suretiyle iddialarını ispatlaması adına İİK. 89/3 uyarınca açılan menfi tespit davalarının maktu harca tâbi olduğu, ancak davanın konusu bedele ilişkin olduğundan mahkemece nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği- Davalı tarafça bilirkişi incelemesi için yatırılan gider avansının davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine dair mahkemece bir hüküm kurulmamasının hatalı olduğu-
Mahkemece ilk hükmün tesisinden önce talebe konu muhdesatların değerleri belirlenmiş ve bir kısım davalılar vekilinin temyizi üzerine karar bozulmuş olmasına rağmen, bozma ilamı sonrası Mahkemece muhdesatların değerinin yeniden belirlenmesi doğru olmadığı gibi; yargılama sonunda hükmedilecek harç ve vekalet ücretinin, davalı payına isabet eden muhdesat değeri üzerinden hesaplanması gerekirken, ana taşınmazdaki davacı ve davalılar payları dikkate alınmadan bozma sonrası hesaplanan muhdesat değerlerinin tamamı üzerinden belirlenmesinin doğru olmadığı-