Davacı tarafça 16.250,00 TL maddi tazminat talep edilmiş olup , hükmüne uyulan bozma ilamında “...Davacının dava dilekçesindeki talebinin hasar bedeline ilişkin olmasına göre mahkemece, bozma ilamına uyularak yargılama yapılmış ise de; davacı lehine 1.000,00 TL değer kaybı hükmedilmek suretiyle HMK'nın 26. maddesine aykırı olarak talepten fazlasına karar verilerek, davacının talebi ve davalı ............... lehine oluşan müktesep hak göz ardı edilerek bozmanın gereğinin yerine getirilmesi...” gereğine değinildiği, o halde, mahkemece, bozma ilamına uyularak davacı yararına 15.250,00 TL maddi tazminata hükmedilmiş ise de 1.000,00 TL maddi tazminatın reddedildiği dikkate alınarak davalı ....... yararına yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden hüküm kurulması gerekeceği-
Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeUyuşmazlık, davalı Bakanlığa ait işyerinde kısım şefi ve (B) grubu idareci olarak çalışan işçinin, işyeri çalışma koşullarına göre Sağlık Kuralları Bakımından Günde Azami Yedibuçuk Saat veya Daha Az Çalışılması Gereken İşler Hakkında Yönetmelik kapsamında olup olmadığı ve buna göre kısa çalışma primi ile fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanamadığı hususları ile yargılama giderleri noktasında toplanmaktadır...
Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeUyuşmazlık, davalı Bakanlığa ait işyerinde kısım şefi ve (B) grubu idareci olarak çalışan işçinin, işyeri çalışma koşullarına göre Sağlık Kuralları Bakımından Günde Azami Yedibuçuk Saat veya Daha Az Çalışılması Gereken İşler Hakkında Yönetmelik kapsamında olup olmadığı ve buna göre kısa çalışma primi ile fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanamadığı hususları ile yargılama giderleri noktasında toplanmaktadır...
Davacı TRH 2010 yaşam tablosundan daha kısa ömür belirleyen PMF yaşam tablosuna göre talepte bulunduğundan davacının talebi dikkate alınarak, Uyuşmazlık Hakem Heyetince de hükme esas alınan PMF1931 ve progresif rant yöntemine göre bulunan hesaba göre karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm tesisinin doğru olmadığı- Uyuşmazlık Hakem Heyetince davacı yararına hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesinin 13. fıkrasının uygulanması gerektiği gözetilerek AAÜT'nin 13. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin ve İtiraz Hakem Heyetince davalı sigorta şirketi vekilinin bu yöne ilişkin itiraz başvurusunun reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacının birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine süresi içinde ya da usulüne uygun olarak itiraz etmemiş olması nedeniyle kendisine üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilmesi üzerine süresi içinde açtığı menfi tespit davasının kabulüne ya da kısmen kabulüne karar verilmesi halinde davalının, ön inceleme duruşmasından önce davayı tamamen ya da haklı olup olmadığını bildiği kısım yönünden kabul etmemesi durumunda, tam kabulde yargılama giderlerinin tamamından, kısmen kabulde ise haklılık durumuna belirlenen kısmından sorumlu olacağı-
Davacının Belediyede davalı Ltd. Şti. işçisi olarak çalışırken üyesi olduğu Hizmet İş Sendikası ile Ltd. Şti. arasındaki süreli toplu iş sözleşmesi imzalandıktan sonra 6360 sayılı Kanun gereği ... Belediyesine katıldığı ve davacının da .... Belediyesinde aynı şirket elemanı olarak çalışmaya devam ettiği olayda, toplu iş sözleşmesi hükümlerinin ... Belediyesinin katıldığı .... Belediyesinde uygulanmaya devam etmesi için 6360 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinin 2. fıkrası gereği davalı .... Belediyesinin onay vermesinin gerekip gerekmediği; buradan varılacak sonuca göre davaya konu işçilik alacaklarının toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre belirlenmesinin gerekip gerekmediği- Miktarlar Bölge Adliye Mahkemesinin 10.06.2021 karar tarihi itibari ile 78.630TL olan temyiz kesinlik sınırının altında kaldığından, anılan karara karşı davacı ve davalı vekillerince temyiz yoluna gidilmesinin miktar itibariyle mümkün olmadığı-
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanunun 30'uncu maddesinin 16.05.2018 tarihli yasa değişikliği nedeniyle, davanın bir kısmının konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararda vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden davacı tarafın dava tarihi itibariyle dava açmakta haklılığı göz önünde tutulması gerektiği-
Hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporu ile davacı vekilinin talep artırım dilekçesinin tebligat yasasına uygun olarak davalı vekiline tebliği gerektiği- Kabul-ret oranına göre yargılama giderleri paylaştırılması gerekirken, altı itiraz sebebinden biri kabul edildiğinden, yargılama giderlerinin 1/6’sından davacının sorumlu olduğu yönündeki kabulün hatalı olduğu- Sigortacılık Kanunu 30/17 maddesi uyarınca "Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri" olduğu-
Borçlunun imzaya itirazının reddedildiğinin, .............. tarihli bilirkişi raporuna ilişkin delil avansının, mahkemenin .............. tarihli ara kararında alacaklı tarafından yatırılmasına karar verildiğinin ve alacaklı tarafından ............ TL avansın mahkeme veznesine yatırıldığının, mahkemece anılan yargılama gideri yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmadığının anlaşıldığı, o halde mahkemece, itiraz tümden reddedildiğinden alacaklı tarafından yapılan yargılama giderlerinin haksız çıkan borçludan alınarak alacaklıya verilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Tasfiye yapılmadan, re'sen ticaret sicilinden terkin edilen ticari şirket ve kooperatiflerin ihyası için açılan davalarda, davanın sadece terkin işlemini yapan Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne yöneltilmesi gerekeceği, davanın kabulü ile dava konusu şirketin yeniden ticaret siciline tescil ve ilanına karar verilmesi halinde, yargılama giderlerinin HMK m. 323/1-(ğ) ve m. 326 uyarınca davada haklı çıkan davacı lehine, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne yüklenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi ve davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin doğru olmadığı-*