Her dava (ve takibin) açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirileceği, takibe başlandıktan sonra sunulan ve takip tarihinden sonraki tarihli ihtiyati haciz kararının başlangıçta mevcut yetkisizliği, geriye dönük olarak ortadan kaldırmayacağı-
Takip dayanağı senedin onaylı örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmemiş olması halinde borçlunun İİK.'nun 16. maddesi uyarınca 7 günlük süre içinde icra mahkemesine başvurarak 'ödeme emrinin iptalini' isteyebileceği-
Çeke dayalı takiplerin, 'borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel icra dairesinde', 'muhatap bankanın bulunduğu yer, ödeme yeri sayıldığından, buradaki icra dairesinde' ve 'çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde' yapılabileceği- Borçlu birden fazla ise bunlardan birinin ikametgahında takip yapılabilir ve bu durumda diğer borçlular yetki itirazında bulunamayacakları, ancak bu hükmün yalnız borçlulardan birinin ikametgahındaki (onun için genel yetkili) icra dairesinde takip yapılması halinde uygulanabileceği, borçlulardan biri için özel yetkili bir icra dairesinde takip yapılması halinde uygulanmayacağı- Borçlunun itirazında, yetkili icra dairesi olarak birden fazla icra dairesini göstermesi ve bunlardan biri için tercihini belirtmediğine göre, mahkemece öncelikle duruşma açılıp, taraf teşkili sağlandıktan sonra, borçlunun bir tercih yapmaması ve bu durumda seçim hakkının alacaklı tarafa geçmiş olması nedeniyle, alacaklının hangi icra dairesini tercih ettiği konusunda beyanı alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun “tahrifat iddiası”na dayalı itirazının “borca itiraz” niteliğinde olduğu ve bu itirazın beş günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması gerektiği-
"Takibin kesinleşmesinden sonra borcun zamanaşımına uğradığı” itirazın her zaman ileri sürülebileceği-
Bonoya dayanan takiplerin borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki icra dairesinde yapılabileceği gibi, ödeme yerinde yahut bonoda ödeme yeri gösterilmemiş ise bononun düzenlendiği yerdede takip yapılabileceği-
İİK.'nun 100. maddesine göre dosya bilgilerinin soruşturulmasına yönelik işlem, takibin sürdürülmesine yönelik ve alacağın tahsili amacını taşıyan bir işlem olarak değerlendirilemeyeceğinden zamanaşımı süresini kesmeyeceği-
Davanın, çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, takibin işlemsiz bırakılması nedeniyle zamanaşımı oluştuğunu belirterek icranın geri bırakılması istemi olduğu, çekte keşide yerinin D.BAKIR şeklinde yazıldığı, dolayısıyla çek vasfı bulunmadığının görüldüğü, bu belgenin on yıllık zamanaşımına tabi olduğu, zamanaşımı itirazının reddedilmesinin gerektiği, ayrıca borçlu tarafından açılan menfi tespit davasında, alacaklı bu davaya katımlı ve alacak iddiasını ileri sürmüş ise borçlunun açtığı menfi tespit davasının da zamanaşımını keseceği, söz konusu davanın zamanaşımını kesecek nitelikte olup olmadığı araştırılmadan sonuca gidilmesinin de doğru olmadığı-
Açığa atılan imzanın kötüye kullanılması ve tehdit suçlarından dolayı asliye ceza mahkemesinde açılan ceza davasının zamanaşımını kesen davalardan olmadığı-
TTK.’nun 814, 750 ve 751. maddeleri uyarınca zamanaşımına uğrayan çeklerin, hamilinin, temel borç ilişkisine dayanarak, “tahsil davası” ya da TTK.’nun 818/m maddesinin yollamasıyla, çeklerde de uygulama alanı bulan aynı kanunun 732. maddesi uyarınca “ sebepsiz zenginleşme davası” açması gerekeceği-