Borçlunun açtığı menfi tesbit davasının, takip konusu senedin/çekin bağlı olduğu zamanaşımını keseceği, ancak davaya bakan mahkemece “davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmiş ve bu kararın kesinleşmiş olması halinde, açılmış olan dava yok hükmünde olacağından, zamanaşımının da kesilmemiş (takip konusu senedin/çekin zamanaşımına uğramış) olacağı-
Ödeme emrinde takip tarihinden sonrası için talep olunan faizin niteliğinin ve oranının belirtilmemesi halinde uygulanacak faizin “alacağın niteliğine göre” belirlenmesi gerekeceği-
İİK.'nun 143. maddesine dayalı olarak düzenlenen 'kesin aciz vesikası'nın zamanaşımını keseceği ve borçluya karşı aciz vesikasının düzenlenmesinden itibaren 20 yıl geçmesi ile borcun zamanaşımına uğrayacağı-
Bonolara dayanılarak üç yıllık zamanaşımı dolmadan önce takibe başlanılması ile zamanaşımının kesileceği, bundan sonra takip yolunun değiştirilmiş olmasının kesilen zamanaşımını geçersiz kılmayacağı-
Keşidecinin süresinde protesto edilmesine rağmen, borçlu ciranta hakkında 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğinin anlaşılması halinde, zamanaşımı itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Çeke dayalı takiplerin, 'borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel icra dairesinde', 'muhatap bankanın bulunduğu yer, ödeme yeri sayıldığından, buradaki icra dairesinde' ve 'çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde' yapılabileceği gibi, ihtiyati haciz kararının alındığı yerde de takip yapılabileceği-
Borçlunun İİK'nun 168/5. maddesinde öngörülen yasal sürede icra mahkemesine başvurarak "takip konusu senetlerden dolayı borçlu olmadığı" itirazının "borca itiraz" olduğu-
"Takibin kesinleşmesinden sonra borcun zamanaşımına uğradığı” itirazın her zaman ileri sürülebileceği-