Çeke dayalı takiplerin, 'borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel icra dairesinde', 'muhatap bankanın bulunduğu yer, ödeme yeri sayıldığından, buradaki icra dairesinde' ve 'çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde' yapılabileceği gibi, ihtiyati haciz kararının alındığı yerde de takip yapılabileceği-
Alacaklının menfi tespit davasında taraf olmadığından ihtiyati tedbir kararı ile bağlı olmayacağı ve takip konusu çek ile keşide tarihinden itibaren altı aylık zamanaşımı süresi içerisinde icra takibi başlatılmadığından çek zamanaşımının oluştuğunun kabul edilmesi gerekeceği-
Tebligat parçası üzerinde, tebligat yapılacak adresin adres kayıt sistemindeki adres olduğunun yazılı bulunması halinde, bu adresin tebliğ tarihi itibariyle muhatabın, adres kayıt sisteminde kayıtlı adresi olması halinde, muhatap o adreste hiç oturmamış dahi olsa bu adrese yapılacak tebligatın geçerli olacağı-
Alacaklının, senet aslını itiraz süresi içinde icra dairesinde bulundurmak zorunda olduğu, borçlunun bu konuya ilişkin şikayetini İİK.'nun 16. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabi olduğu-
06.06.1984 tarih ve 7/3 sayılı İçt. Bir. K. göre harca tabi davalarda davanın harcın yatırıldığı tarihte yatırılmış sayılacağı-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte, "takibin kesinleşmesinden önceki" devrede "zamanaşımının gerçekleştiği"ne ilişkin itirazın, ödeme emri tebliğinden itibaren "5 günlük" yasal süre içerisinde icra mahkemesine yapılması gerekeceği (İİK. mad. 168/5), "takibin kesinleşmesinden sonraki" devrede, "borcun zamanaşımına uğradığı"na ilişkin şikayetin ise "süreye tabi olmaksızın" ileri sürülebileceği (İİK. mad. 71/son, 33/a)-
Bonolar hakkındaki zamanaşımını kesen sebeplerin TTK.'nunda sınırlı olarak sayılmış olduğunu; borçlu tarafından icra dosyasına elden veya banka aracılığıyla para yatırılmasının, maaşından haciz işlemi sonucunda para kesilmesinin ve takip dosyasındaki paraların ve alacaklı vekiline ödenmesinin 'icra takip işlemi' olmadığından zamanaşımını kesmeyeceği-
Tüzel kişiliği bulunmayan adi ortaklığın aktif ve pasif dava (takip) ehliyeti bulunmadığından, ortaklıkla ilgili takip ve davaların bütün ortaklara karşı açılması gerekeceği – Kendisine yönetim hakkı verilmiş olan ortak, ortaklığı ve diğer ortakları temsil yetkisine sahip olduğundan ve temsil yetkisi “zımmen icazet”, “temsil belgesi”, “adi ortaklık sözleşmesi” veya “ortaklık kararı” ile verilebileceği-