Borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayetinin sonucu, çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinde zamanaşımı itirazına ilişkin bu başvuruyu doğrudan etkileyeceğinden,borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin bekletici mesele yapılması gerekeceği-
İcra mahkemesi kararları, genel mahkemelerce verilen kararlar yönünden maddi anlamda kesin hüküm oluşturmaz ise de, icra mahkemesince aynı konuda verilen önceki kararın, kesinleşmesi halinde, daha sonra verilmiş olan icra mahkemesi kararına karşı kesin hükmün sonuçlarını doğuracağı-
İcra takibinin kesinleşmesinden önceki dönemde bononun zamanaşımına uğradığına ilişkin borçlu iddiasının İİK.'nun 71. maddesi uyarınca değerlendirilemeyeceği, İİK'nun 168/5. maddesi gereğince zamanaşımı itirazının ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal beş günlük sürede yapılması gerekeceği-
Bononun düzenlendiği tarih itibariyle, kat malikleri kurulu tarafından, yöneticiye kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisinin verilmemesi halinde, senedi imzalayanın "şahsen",anılan yetkinin verilmesi halinde ise kat maliklerinin borçtan sorumlu olacağı, üzerinde site yönetimi kaşesi olan bonoyu site adına imzaladığını beyan eden borçluya kambiyo senedi düzenleme yetkisi verilip verilmediğinin araştırılması gerekeceği-
Borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerektiği-
Kambiyo senedi niteliği taşımayan dayanak belge bono niteliğinde olmayıp, adi havale hükmünde olduğundan mücerret borç ikrarı taşımayan bu belgenin Borçlar Kanunu'nun 125. maddesinde düzenlenen on yıllık zamanaşımına tabi olduğu-
Muhataba vekaleten ibraz edilen çekin arkasında takip alacaklısının adının yer alması nedeniyle bankanın yetkili hamil olduğunun kabulü gerekeceğinden çeki ciro ile devralan alacaklı banka tarafından borçluya karşı takip yapılmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Haczedilen menkullerin kendisine ait olduğunu söyleyen üçüncü kişiye (borçlunun boşandığı eski eşi) hacizli malların, yediemin olarak bırakıldığı ve akabinde istihkak iddiasının reddi davası açıldığı, bu tarih ile dava tarihi olan arasında icra dosyasındaki son işlem incelendiğinde, altı aylık zamanaşımı süresinin dolduğu görüldüğünden “istihkak iddiasının reddi” davası, TTK. mad. 726'da takibe konu çek için öngörülen zamanaşımı süresini kesen ve aynı Kanun’un 662.maddesinde düzenlenen nitelikte bir dava olmadığından, zamanaşımı süresinin dolduğu- Zamanaşımını kesen muamele her kim hakkında vaki olmuşsa ancak ona karşı hüküm ifade edeceği-
Somut olayda, takibe konu çeklerin arka yüzünün incelenmesinde rehin cirosu bulunmadığı, alacaklının çekleri temlik cirosu ile devraldığı, sunulan ödeme belgelerinin de lehtar tarafından düzenlenmiş olduğunun görüldüğü, bu durumda, itiraz eden keşideci borçlu ile lehtar arasındaki hukuki ilişkiden kaynaklanan def'ileri, bilerek borçlu zararına hareket ettiğinin iddia ve ispat edilmeyen iyiniyetli hamil olan alacaklı bankaya karşı ileri sürülemeyeceği-