Tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yetki sözleşmesi yapılması halinde, icra takibinin sadece yetki sözleşmesi ile belirlenen yerde açılabileceği- Tacir olmayan borçlu hakkında yetki sözleşmesi uygulanamayacağından; bonoya dayalı takibin, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK. 6. md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde (6102 s. TTK'nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, ödeme yeri olarak tanzim yeri kabul edilir) (HMK. 10. md.) ve ayrıca İİK'nun 50/1. maddesi uyarınca bononun tanzim edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabileceği-
Borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını, sebepleri ile birlikte 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekeceği-
Borçlunun ödeme emri tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti konusunda inceleme yapılıp tebligatların usulsüzlüğü hakkında, HMK. mad. 297 uyarınca bir karar verilmeden ve dolayısıyla İİK. mad. 168 uyarınca imzaya itirazın süresinde olup olmadığı saptanmadan imzaya itirazın esasının incelenmesi suretiyle karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Şikayetçinin kambiyo senetlerine mahsus yolla bonoya dayanan takibinin İİK. mad. 100 'e dayanamayacağı- Şikayet olunanın ihtiyati haczinin kesin hacze dönüşme tarihi, şikayetçinin ihtiyati haczinin kesin hacze dönüşme tarihinden önce olduğundan şikayet olunanlar yönünden şikayetin reddi gerektiği-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte borçlunun ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği tarihten beş gün sonra yapılan yetki itirazının süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-
Alacaklının talep ettiği % 24 faiz oranının, takip tarihinde geçerli olan reeskont faiz oranına denk gelmediği; borçlu icra mahkemesinde süresi içinde takip talebinde yazılı işleyecek faiz oranına itiraz etmediğinden, takip talebinde yazılı olup kesinleşen %24 sabit faiz oranı üzerinden takipten itibaren işleyecek faiz oranının hesabı gerektiği-
Usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya itirazının ise yasal 5 günlük süreden sonra yapıldığı anlaşıldığından, öncelikle usulsüz tebligat şikayetinin değerlendirilerek, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinin tesbiti halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve düzeltilen tebliğ tarihine göre imzaya itirazı süresinde ise itirazın esası yönünden inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Tarafların hak ve yükümlülüklerini gösteren kısa karar ile daha sonra yazılan gerekçeli kararın birbirine uygun olmasının zorunlu olduğu, gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı-
Adli Tıp Kurumu'ndan alınan raporda, imzanın borçlu eli ürünü olup olmadığı hususunda net bir görüş bildirilmediği, mahkemece Adli Tıp Kurumu'ndan alınan rapor hükme esas alınarak itirazın kabulüne karar verilmiş ise de, söz konusu raporun anılan kurumdan alınmış ve heyetçe düzenlenmiş olmasının yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre ona üstünlük sağlamayacağından kesin kanaat bildirmeyen mevcut rapora göre sonuca gidilemeyeceği-