Borçlunun ödeme emrini haricen öğrendiğinden söz edilebilmesi için, borçluya usulsüz de olsa yapılmış bir ödeme emri tebligatının bulunmasının zorunlu olduğu, takip dosyasında ise borçlu adına usulsüz de olsa yapılmış bir ödeme emri tebligatının olmadığı, bu durumda, adı geçen borçlu yönünden borca itiraz süresinin, tebliğden önce başladığını söylemenin mümkün olmadığı-
Borçluların, şirketin temsilinin çift imza ile mümkün olmasına rağmen takibe konu çekte tek imza bulunması nedeniyle çekin kambiyo vasfında olmayacağı şeklindeki başvurusunun İİK'nun 168/5 ve aynı Kanunun 169. maddelerine göre borca itiraz niteliğinde olduğu, bu durumda itiraz hakkında İİK'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup, anılan maddenin 5. fıkrasına göre itirazın kabulü kararı ile takibin duracağı-
Borçlunun ödeme emri tebligatından ve takipten 19.02.2016 tarihinde haberdar olduğunu beyan ettiği, ancak yasal 5 günlük süreden sonra 26.02.2016 tarihinde icra mahkemesine yetki itirazında bulunduğu anlaşıldığından, mahkemece, borçlunun yetki itirazının süre aşımından reddine karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı senedin kambiyo senedi vasfında olmadığı nedenine dayalı başvurunun ödeme emri tebliğinden itibaren beş günlük sürede icra mahkemesine yapılması gerekeceği, bu sürenin, hak düşürücü süre niteliğinde olup, mahkemece re'sen gözetilmesi gerekeceği-
İcra takibine Şanlıurfa ......İcra Müdürlüğü'nde başlandığı, borçlular vekilinin icra mahkemesine verdiği dilekçede, bütün borçlular yönünden ortak ve genel yetkili icra müdürlüğünün çekin keşide edildiği, aynı zamanda muhatap bankanın bulunduğu yer olan İstanbul İcra Dairelerinin yetkili olduğu, bunun yanında ve terditli olarak borçluların adresi itibariyle Küçükçekmece İcra Dairelerinin yetkili olduğunun ileri sürüldüğü, bu durumda borçlular birden fazla yerin yetkili olduğunu ileri sürerek yetkili icra dairelerinden hangisini seçtiğini belirtmediğinden HMK'nun 19/2. maddesine uygun bir yetki itirazından söz edilemeyeceği-
Borçluya 27.02.2009’da çıkarılan ödeme emrinin tebliğinin bila ikmal iadesinden sonra 04.06.2010 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiği, borçlu yönünden takibin kesinleştiği, bilahare alacaklı vekilinin talebi üzerine borçluya yeniden ödeme emri tebliğinin, kesinleşen takipte borçlu aleyhine yorumlanarak takip öncesi zamanaşımı şeklinde istemin değerlendirilemeyeceği, istem takip sonrası zamanaşımına ilişkin olup, bu hususta inceleme yapılmak suretiyle sonucuna göre denetime elverişli şekilde karar verilmesi gerekeceği-
İcra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemeye yetkili icra mahkemesinin İİK. mad. 4 uyarınca icra takibinin yapıldığı yer icra dairesinin bağlı olduğu yer icra mahkemesi olduğu, bu yetkinin kamu düzenine ilişkin olup kesin olduğu-
Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılan takipte borca itirazın beş günlük hak düşümü süresi içinde yapılması gerektiği ve bu hususun mahkemece re'sen dikkate alınması gerekeceği-
Yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahısların sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlendiği- Bonoya dayalı takibin, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde, bonoda öngörülen ödeme yerinde ve ayrıca bononun tanzim edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabileceği-
Takip dayanağı bonoda tahrifat yapıldığının tespit edilmesi halinde, senedin tahrifattan önceki miktar için geçerli sayılması gerekeceği ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun içtihadının da bu yönde olduğu-