Ödeme emrinde belirtilen ödeme süresi geçmedikçe, alacaklı tarafça haciz istenemeyeceği gibi, bu koşullar oluşmadan önce konulan hacizlerin geçersiz olacağı- Henüz haciz isteme hakkı doğmadan borçlunun aracına ve diğer malvarlığına yönelik olarak gerçekleştirilen hacizlerin yasal dayanağı olmadığından, mahkemece, takibin kesinleşmesinden önce uygulanan hacizlerin de kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takiplerinde ödeme emrinin tebliğinden itibaren 10 günlük ödeme süresi dolmadan haciz istenemeyeceği- Bu hususun icra müdürlüğünce kendiliğinden gözetilmesi gerektiği ve icra mahkemesinde süreye bağlı olmaksızın şikayet yolu ile ileri sürülebileceği-
Ödeme emrinin tebliğinden sonra, ancak hacizden önce vazgeçme beyanında bulunulması halinde ise, alacaklıdan -492 s. Harçlar Kanunu mad. 23 uyarınca- takip safhasına göre, alınması gereken tahsil harcı oranının yarısı oranında (% 2,27 oranı üzerinden) tahsil harcı alınması gerektiği-
Takibin iptaline yönelik şikayetin 5 günlük sürede yapılması gerektiği-  Borçluya "ödeme emri tebliğ edilemese" bile, alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesi mevcut bulunduğu sürece, borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesinin şikayet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmeyeceği-
İmzaya ve borca itirazın ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu, bu sürenin hak düşürücü nitelikte olup; mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği-
Dava dilekçesinin hakim tarafından havale edildiği tarih itibariyle davanın yasal beş günlük süresi içerisinde açıldığı anlaşılmakla, davanın süresinde açıldığının kabulü ile işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde borca itirazın (5) günlük süre içinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu ve bu sürenin hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği-
Takibe konu senetlerin, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye dayalı olarak teminat amacıyla verildiği ve kayıtsız şartsız bir bedel ödeme vaadi taşımadıkları ve alacağın tahsilinin yargılamayı gerektirdiği gerekçeleriyle borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, mahkeme kararının belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin, yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Borçluya örnek 10 nolu ödeme emrinin 28.10.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal beş günlük süreden sonra 12.01.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu görüldüğünden, mahkemece, borçlu yönünden kambiyo şikayetinin süre aşımından reddi gerekeceği-
İİK'nun 168/4-5. maddesi hükmüne göre, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal beş günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapmasının zorunlu olduğu, borçlunun TK.'nun 32. maddesi uyarınca usulsüz tebliğden muttali olduğu 25/08/2014 tarihinin tebliğ tarihi sayılacağından icra takibine karşı süresinde açılan davanın esasının incelenmesi gerekeceği- Borçlu, itiraz dilekçesinde zamanaşımının oluştuğunu iddia ettiği zaman dilimini belirtmemiş ise de, düzeltilen ödeme emri tebliğ tarihine göre takibin itiraz tarihi itibariyle henüz kesinleşmediği, hukuki tasnifin de hakime ait olduğu dikkate alındığında, borçlunun itirazının İİK.nun 168/5. maddesi kapsamında ve aynı Kanun'un 169/a maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden önceki evreye ilişkin zamanaşımı itirazı olarak kabulü gerekeceği-