Senet lehdarının cirosuyla senet hamili sıfatını kazanan kişinin imzaya itiraz eden keşidecinin imzasının sıhhatini bilebilme imkanı olmadığından, takipte kötüniyetli veya kusurlu olduğundan söz edilemeyeceği-
İcra takibi A. 3. İcra Müdürlüğü'nde başlatılmış, muteriz borçlu vekilinin icra mahkemesine verdiği dilekçede, Muğla veya Çatalca İcra Dairelerinin yetkili olduğunu ileri sürdüğünün görüldüğü, bu durumda, her ne kadar bononun tanzim yeri ve borçlunun ikametgah adresi olduğu anlaşılan Çatalca İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu kabul edilebilir ise de; borçlunun itiraz dilekçesinde yetkili yeri HMK'nun 19/2. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak göstermemiş olması sebebi ile itirazının dikkate alınamayacağı-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan icra takibinde yetki itirazının yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu ve bu sürenin, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği-
Borçluya ödeme emrinin 02/02/2015 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçen borçlunun ise İİK’nun 168/5. maddesinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra 10/02/2015 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu görüldüğünden, mahkemece, borçlunun itirazının süre aşımı nedeniyle reddi gerekeceği-
Borçluya ödeme emrinin 09/12/2014 tarihinde tebliğ edildiğinin, borçlunun 15/09/2015 havale tarihli itiraz dilekçesi ile borcun esasına ve borcunun olmadığına ilişkin bir takım beyanlarda bulunduğunun, kendi kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edemediğine ilişkin herhangi bir beyana yer vermediğinin görüldüğü, borçlunun söz konusu dilekçesinde, gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvurunun bu hali ile takipten önceki ödeme itirazı olduğu, bu itirazın, İİK.’nun 168/5. maddesine göre 5 günlük sürede yapılması gerekeceği-
Takip konusu çeki imzalayanın kişinin keşide tarihi itibariyle şirketi temsile yetkili olmadığı hususu ihtilafsız olup, borçlunun başvurusu bu hali ile İİK'nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğinde olduğu, bu durumda, itiraz hakkında İİK'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup; anılan maddenin 5. fıkrasına göre; itirazın kabulü kararı ile takibin duracağı-
Borçlunun icra mahkemesine, takip dayanağı bononun teminat olarak verildiği, taraflar arasında akdedilmiş olan iş yapım sözleşmesine ek protokolde de alacaklı tarafından senedin teminat senedi olduğunun kabul edildiği ve anılan borcun ödendiği başvurusu, İ.İ.K madde 168/5 ve madde 169/a-5. kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğundan, borçlunun itirazının kabulü halinde takibin "durması" yerine "iptaline" karar verilmesi isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de; yapılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Doğrudan T.K. 21/2. madde uyarınca yapılan tebliğin usulsüz olduğu- Tebligatın usulsüz olduğunun belirlenmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği- Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağı ve muhatabın beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği- Borçlunun usulsüz tebligatı öğrenme tarihinin tespitine karar verildikten sonra, borçlunun İİK'nun 168/4-5. maddesi gereğince itiraz ve şikayetlerini 5 günlük hak düşürücü süre içinde yapmış olması durumunda bu itiraz ve şikayetleri hakkında inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerektiği-
Bilirkişice inceleme yapılan senedin, takip konusu bono olup olmadığı anlaşılamadığından, mahkemece; itiraza konu senette yer alan keşideci imzasının muteriz borçluya ait olup olmadığı hususunda yöntemince bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi gerektiği-
İcra takibinin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi nedeni ile icranın geri bırakılmasına yönelik "zamanaşımı itirazı"nın süreye bağlı olmaksızın yapılabileceği-