Alacağın, takip tarihinden itibaren yıllık %20 oranında faiz işletilerek tahsilinin istendiğinin, takibin bu haliyle kesinleştiğinin anlaşıldığı, 20.08.2009 tarihli takip talebinde, takip tarihinden itibaren yürütülmesi istenen (işleyecek) %20 faiz oranının, yasal ya da ticari temerrüt faiz oranına denk gelmediğinden, talep edilen faiz oranı, belirtilen faiz oranlarına uygun olmadığından ve faiz oranına süresinde itiraz da edilmediğinden, alacaklının takipten sonrası için, yasal ya da avans faiz oranının uygulanmasını istediği sonucuna varılamayacağı, dolayısıyla, takip tarihinden sonraki dönem için işleyecek faizin belirlenmesinde, değişen oranlarda avans faiz oranlarına göre hesaplama yapılması mümkün olmayıp, kesinleşen %20 faiz oranının esas alınması gerekeceği-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde borca itirazın (5) günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması gerektiği, hak düşürücü bu sürenin mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği-
Bonoyu düzenleyene karşı yapılacak takiplerde zamanaşımı süresinin vadeden itibaren 3 yıl olduğu, ancak bu süre hesaplanırken vade gününün hesaba katılmayacağı-
Borçlu, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu da iddia ettiğine göre, mahkemece, öncelikle borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti konusunda inceleme yapılıp, anılan şikayetin yerinde görülmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilerek borçlunun diğer itirazlarının incelenmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek, ödeme emri teblgatının usulsüz olup olmadığı ve buna ilişkin şikayetin süresi içinde yapılıp yapılmadığı saptanmadan yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Muteriz şirkete çıkarılan ödeme emrinin 26/02/2016 tarihinde tebliğ edildiği, muteriz borçlunun yasal beş günlük itiraz süresinden sonra 12/04/2016 tarihinde icra mahkemesine başvurarak, kendisinin takip borçlusu şirket olmadığından bahisle borca itirazda bulunduğu ve konulan hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, dilekçesinde tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin bir şikayetinin de bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece, İİK'nun 168/5. maddesi uyarınca borca itirazın süre aşımından reddi gerekeceği-
İİK'nun 168/5. maddesi gereğince, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, borca itirazın, yasal beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu, bu sürenin, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmesi gerekeceği-
Bononun lehdar cirantası olan borçlu hakkında takip yapılabilmesi için keşideciye protesto keşide edilmesinin zorunlu olduğu aksi halde alacaklının senet lehtarına karşı müracaat hakkını kaybedeceği-
Takip talebinde istenen faiz oranının cinsinin belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa bile faizin istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekeceği, ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamayacağı, bu durumda, itiraz edilmeyerek kesinleşen oran üzerinden faizin hesaplanması gerekeceği-
İİK'nun 168. maddesine göre; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borçluya ödeme emri tebliğ edildikten sonra, borçlunun, 5 günlük süre içinde yetkiye, imzaya ve borca icra mahkemesinde itiraz edebileceği, bu sürenin, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmesi gerekeceği-
Borçlunun, takip dayanağı çekteki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını, çekin kaybolduğunu ve çek üzerinde tahrifat yapıldığını ileri sürerek takibin iptalini talep etmesi şeklindeki başvurusunun, İİK'nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğinde olduğu, bu durumda, itiraz hakkında İİK'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup, anılan maddenin 5. fıkrasına göre; itirazın kabulü kararı ile takibin duracağı-