Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, İİK'nun 168/35. maddeleri gereğince, takibe konu senedin kambiyo vasfında olmadığına yönelik şikayet ile imzaya ve borca itirazın yasal beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu, bu sürenin, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmesi gerekeceği-
Mahkemece, takibe dayanak bonodaki borçlunun imzasının eli ürünü olup olmadığı hususunda yeniden Adli Tıp Kurumu uzman bilirkişi kurulundan rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İİK'nun 168/5. maddesi hükmü gereği; kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takiplerde, borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekeceği, bu sürenin, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmesi gerekeceği-
Ödeme emri tebliğ tarihine göre, söz konusu beş günlük sürenin son günü 23.09.2015 tarihine rastlamakta olup, bu tarih resmi tatil olmayıp idari izin niteliği taşıdığından anılan tarihin sürenin hesabında nazara alınmasının zorunlu olduğu-
Bozma sonrası alınan 03/06/2016 tarihli üç kişilik heyetten oluşan bilirkişi raporunda; “senet üzerinde borçlu adına atılı bulunan imzaların borçlu elinden çıkmış olması mümkün ve muhtemel olarak” değerlendirmede bulunulduğu, bunun üzerine mahkemece, itirazın reddine karar verilmişse de hükme esas alınan bu raporda imzanın borçlunun eli ürünü olduğuna ilişkin kesin bir saptama bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece, alacaklı vekilinin 23/06/2016 tarihli duruşmada yeniden rapor aldırılması yönünde talebi de bulunmadığı dikkate alındığında, imzanın aidiyeti hususunda kesin hüküm içermeyen bilirkişi raporu nedeniyle itirazın kabulüne ve takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Muris borçlunun nüfus kaydının incelenmesinde aleyhine takip başlamadan önce ölmüş olduğu görüldüğünden, mahkemece, sadece muris borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, takibin tümden iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, muteriz borçlunun ciro imzası üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle, Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli rapor aldırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, adı geçenin imzası üzerinde bir değerlendirme içermeyen rapor hükme esas alınarak, içerdiğinin kabulü halinde dahi, raporda belirtilen eksiklikler ikmal edilmeden yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İİK.’nun 168/5. maddesi hükmü gereği, borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekeceği-
Borçlu şirket tarafından açılan menfi tespit ve kötü niyet tazminatı davasında, davanın kabulü ile davacı borçlunun borçlu olmadığının tespitine ve icraya konu çekin bedelsiz kaldığının tespitine karar verildiği, bu davanın takipten sonra açıldığı ve bahsi geçen kararın, icra mahkemesinde yargılama devam ederken verildiği ve verilen söz konusu kararın, icra mahkemesi kararı tarihi itibariyle dahi kesinleşmediği, icra mahkemesince karar verilmeden önce, menfi tespit davasında verilen kararın, alacaklı banka lehine bozulduğu görüldüğünden, icra mahkemesine başvuru tarihi itibariyle verilmiş ve kesinleşmiş bir menfi tespit kararı olmadığından ve icra mahkemesinde yargılama devam ederken, menfi tespit davası sonucunda verilen ve daha sonra bozulan bir kararın esas alınamayacağından, takibin iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu-
Mahkemece, borçlunun isteminin süreden reddine karar verilmişse de, ödeme emrinin, borçluya 07.04.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun, itirazlarını içeren dilekçesini, sürenin son gününün hafta sonu tatiline denk gelmesi nedeniyle, tatili takip eden ilk çalışma günü olan 13.04.2015 tarihinde sunduğu, böylece İİK'nun 168. maddesi gereğince yasal 5 günlük sürede itirazda bulunduğu görüldüğünden, mahkemece, işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-