Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borca itirazın, İİK'nun 168/5. maddesine göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük sürede icra mahkemesine yapılması gerekeceği, bu sürenin, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmesi gerekeceği-
Kefalette eşin rızasına ilişkin TBK. mad. 584' deki düzenlemenin aynı Kanunun 603. maddesi uyarınca "avalde" uygulanmayacağı-
Sıra cetveli düzenlenirken ihtiyati hacizlerin kesinleşme tarihlerine bakılacağı- İhtiyati haczin kesinleşmesi için tebliğden itibaren itiraz süresinin, kambiyo senetlerine mahsus takipte ise ödeme süresinin geçirilmesi gerektiği- İhtiyati hacizlerin kendi aralarında önce veya sonra konulmuş olmalarının sonuç doğurmayacağı, ilk kesin haciz ya da ilk kesinleşen ihtiyati haciz ile buna iştirak edebilecek hacizlerin belirlenerek, sıra cetvelinin bu hacizlerin tarihleri ve oluşan usulî müktesep haklar da dikkate alınarak düzenlenmesi gerektiği- Sıra cetveline yönelik şikayetlerde icra mahkemesinin, önüne gelen şikayetleri sonuçlandırarak icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olduğu, düzenlenecek yeni sıra cetvelinde sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirtmesi, yani, alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, hukuka uygun olmayan kısımları göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne talimat vermesi gerektiği- İptal nedenlerinin gerekçede belirtilmesi ve hüküm fıkrasında sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerektiği-
Tebliği çıkaran mercice tebliğ zarfına "Mernis adresine, TK'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına" dair tebliğ evrakı üzerine usulünce düşülmüş bir şerh bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı- Mahkemece, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesine ve buna göre borçlunun süresinde olan itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Borçlu, itiraz dilekçesinde zamanaşımının oluştuğunu iddia ettiği zaman dilimini belirtmemişse de, başvuru tarihi itibariyle henüz takibin kesinleşmediği, hukuki tavsifin ise hakime ait olduğu dikkate alındığında, borçlunun başvurusunun, İİK. mad. 168/5 kapsamında "takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin zamanaşımı itirazı" olarak kabulü gerektiği-
Borçlunun 12.09.2014 tarihindeki borca itiraz niteliğindeki çek tazminatına ilişkin itirazının 5 günlük itiraz süresi geçtikten sonra yapılmış olduğu anlaşılmakla, mahkemece, ödeme emri tebliğ tarihinin 05/09/2014 olarak tesbitine, çek tazminatına yönelik borca itirazın ise süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, ödeme emri tebliğ tarihinin 08/09/2014 olarak belirlenmesine ve çek tazminatına ilişkin itirazın kabulüne hükmolunmasının isabetsiz olduğu-
Mahkemece, takibe konu bononun düzenlenme tarihi olan 22/11/2013 tarihi itibariyle borçlu muteriz şirketi temsil ve ilzama yetkili kişi veya kişilerin yöntemince ilgili ticaret sicil müdürlüğünden tespit edilerek, tespit edilen şirket yetkilisi/yetkilileri yönünden grafoloji dalında uzman bilirkişilerden oluşturulacak yeni bir kuruldan kesin kanaat içeren, Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli rapor aldırılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, kesin kanaat içermeyen ve dolayısıyla uyuşmazlığa çözüm getirecek nitelikte bulunmayan rapor hükme esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İİK'nun 168. maddesi hükmü gereği kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takiplerde borçlunun, borca itiraz ve şikayetlerini sebepleri ile birlikte 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekeceği, bu sürenin, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmesi gerekeceği-
"Borçlunun %20'den aşağı olmamak üzere" tazminata mahkum edilemeyeceği- Tazminat oranının açık ve net bir şekilde belirlenmesi gerektiği-
Takibe konu çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığı, çekin süresinde ibraz edilmediği ve alacaklının yetkili hamil olmadığı şeklindeki başvurunun kambiyo hukuku bakımından şikayet niteliğinde olduğu ve 5 günlük süreye tâbi olduğu-