Alacaklı tarafından yeni bir bilirkişi incelemesi yapılması talep edildiğinde, mahkemece, ispat yükünün alacaklıda olduğu kuralı nazara alınarak yeniden uzman bilirkişilerden oluşturulacak kuruldan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gereği-
Bonoya dayalı icra takibine başlanması ile 3 yıllık zamanaşımı kesilmişse de, zamanaşımının ilk kesilme tarihi olan takip tarihi ile ödeme emrnin tebliğ edildiği tarih arasında zamanaşımını kesen bir takip işlemi yapılmadığından bonoya ilişkin zamanaşımı itirazının kabulü ile "takibin durdurulmasına karar verilmesi" gerektiği bu durumda "icranın geri bırakılmasına" karar verilemeyeceği-
Takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazın kabulü halinde, İİK. mad. 169/a-5 uyarınca takibin "iptaline" değil, "durdurulmasına" hükmolunması gerektiği-
Borçlunun hamil/alacaklıya karşı senet metninde sahtekarlık (tahrifat) iddiası mutlak def’i olduğu ve mahkemece bu iddia incelenmesinin gerektiği- Takip dayanağı olan çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığı iddiası davacı ciranta tarafından alacaklı hamile karşı ileri sürülmüş olup, keşideci tarafından ileri sürülmese dahi çekin geçerliliği mutlak def’i mahiyetindeki bu iddiaya bağlı olduğundan ciranta tarafından ileri sürülebileceği-
Tanzim yeri olarak idari birim adının yazılması yeterli ve zorunlu olup, ayrıca adres gösterilmesi mecburiyeti bulunmadığı- Kısaltılmış olarak yazılan keşide yerinin kabul edilebilmesi için bunun belirgin ve duraksamaya mahal bırakmayacak bir yeri göstermesi gerektiği- Bono vasfı bulunmayan dayanak belge yönünden genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerekeceği-
Senette keşide yerinin ve keşide tarihinin sonradan doldurulduğu, dayanak senedin teminat senedi olduğu konusunda yapılan borca itirazın icra mahkemesinde duruşmalı olarak görülmesi gerektiği-
İcra takip dosyasının incelenmesinde borçlu adına çıkartılan örnek 10 numaralı ödeme emrinin bila tebliğ iade edildiği ve borçluya yenileme emri tebliğine kadar herhangi bir ödeme emri tebliğ edilmediği durumlarda takip kesinleşmediğinden başvurunun bu haliyle İİK'nun 168/5 ve İİK'nun 169. maddeleri kapsamında takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olarak kabulü gereği-
İki bilirkişi raporu arasında çelişki bulunan durumlarda mahkemece, iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden ve ehil bilirkişilerden oluşacak bir kuruldan, çelişkiyi giderici mahiyette ve kesin kanaat içerir rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gereği-
Somut olayda; alacaklı vekili tarafından borçlu adına kayıtlı araç ve taşınmaz bulunması halinde haciz konulması için sorgulamasının talep edildiği, alacaklı vekilinin talebi icra müdürlüğünce kabul edilip gerekli sorgulamanın yapıldığına ilişkin sonucun talebin altına şerh düşüldüğünden anılan işlem takibin devamını sağlamaya yönelik olup, zamanaşımını kesen bir işlem olduğu-
Bonoda keşidecinin sorumluluğu için, imzanın, keşideci adının şirket kaşesinin üzerine atılması gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmadığı-