Kamu düzeni ile ilgili bulunmayan hallerde, tarafların yetkili mahkemeyi (icra dairesini) sözleşme ile belirleyecekleri; borçluların birden fazla olması halinde, borçlulardan birinin ikametgahının bulunduğu icra dairesinde icra takibi yapılabileceği-
Takip konusu çeklere, taraflar arasındaki “bayilik sözleşmesi”nde atıf yapılmamış ve takip talebinde bu “bayilik sözleşmesi”ne dayanılmamış olduğundan, alacaklı tarafından bu sözleşmede öngörülen aylık % 10 değil, yıllık %27 avans faizi isteyebileceği-
Özel anlaşmayla kararlaştırılan teminat kaydının, taraflar arasında ileri sürülebilen bir “şahsi def’i” olduğu, iyiniyetli üçüncü kişilere (cirantalara) karşı ileri sürülemeyeceği-
Borçlu vekili, çekteki şirket temsilcilerine yönelik imza itirazını, icra dairesi yerine doğrudan icra mahkemesine yapmış olduğundan mahkemece; yanlış yere başvurunun hukuki bir sonuç doğurmayacağı gözetilerek istemin reddine karar verilmesi gerekirken İİK'nun 168/5. maddesi gereğince süresinde yapılmayan itirazın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Tahrifat iddiası sabit olan borçlunun, senedin tahrif edilmeden önceki alacak miktarını ödediğini isbat edememesi halinde, mahkemece senedin tahrif edilen miktarına ilişkin kısmının iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Anonim şirketlerin temsili usulünün, ana mukavelede özel temsil koşullarının kabul edilmiş olup olmamasına göre değişeceği; anonim şirketlerde “kanuni temsil usulü” ve “ana sözleşmeye göre temsil usulü” olmak üzere iki temsil usulünün söz konusu olduğu-
“Takip dayanağı senet örneğinin kendisine ödeme emri ile birlikte gönderilmediğini” ileri sürerek “ödeme emrinin iptalini” talep eden borçlunun bu istemini 7 günlük şikayet süresi içinde yapması gerektiği-