“Adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar o senet herhangi bir işleme esas tutulamayacağı”ndan (HMK.209/1), icra müdürlüğünce işlemlerin olduğu yerde durdurulması gerekeceği-
Süresi içinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda “yetkili icra dairesinin bonoda tanzim yeri olarak gösterilmiş olan ve aynı zamanda ikametgahının bulunduğu yer olduğunu” ileri sürmüş olan borçlunun bu itirazını kabul etmiş olan icra mahkemesinin “dosyanın yetkili olduğu anlaşılan –ve borçlunun yetki itirazında belirttiği- ……………. İcra dairesine gönderilmesine” şeklinde karar vermesi gerekeceği-
“Senet aslının icra kasasında bulunmaması” nedeniyle “ödeme emrinin iptali” istemiyle yapılan şikayetin incelenmesi sırasında, senedin icra kasasına şikayet tarihinden sonra konulmuş olduğunun saptanması üzerine, mahkemece yine “ödeme emrinin iptaline” karar verilmesi gerekeceği-
Keşideci tarafından lehtara karşı açılan menfi tesbit davasında verilmiş olan “dava konusu senet hakkında takibe başlanmaması” şeklindeki tedbir kararının, bu davada “taraf” olarak gösterilmemiş olan ve icra takibinde bulunmuş olan hamile etkili olmayacağı-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte, kambiyo senedinden kaynaklanan borcun “götürülecek borçlar”dan değil, ”aranacak borçlar”dan olduğu-
Vade tarihinden itibaren üç yıl geçmekle bononun zamanaşımına uğrayacağı; bu durumda bononun “kambiyo senedi” olma niteliğini kaybedip “adi senet“ haline gelmeyeceği; böyle bir senede dayanılarak “genel haciz yolu ile” takipte bulunulması ve ödeme emrini alan borçlunun da “zamanaşımı itirazı”nda bulunması üzerine, icra mahkemesince “itirazın kaldırılmasına” karar verilemeyeceği-
Borçlu şirketin “tek imza ile temsil edilemeyeceği”ne yönelik itirazının, ”borca itiraz” sayılacağı ve kabulü halinde mahkemece “takibin durdurulmasına” yerine “takibin iptaline” karar verilemeyeceği-