Asliye Ticaret Mahkemesince, menfi tesbit davası sırasında verilmiş olan “…..yapılacak takiplerin durdurulmasına…” ilişkin tedbir kararı çerçevesinde, icra mahkemesince “yapılmış olan takibin iptaline” değil “durdurulmasına” karar verilmesi gerekeceği-
Çekin ön yüzünün, birbirine paralel iki çizgi ile çizilmiş olmasının, çek niteliğine etkili olmayacağı çek bedelinin ödendiği anlamına gelmeyeceği-
Bononun ön yüzüne atılan ikinci imzanın “aval” olarak değerlendirilmesi gerekeceğinden, takip konusu senedi düzenlemiş olan ve şirket kaşesi dışında senet üzerine ayrıca atılmış olan ikinci imzanın senedi düzenleyen şirket temsilcisinin şahsi sorumluluğunu gerektireceği-
Görüldüğünde ödenecek bononun, ibrazında ödeneceği; böyle bir bononun tanzim tarihinden itibaren bir yıl içinde ibrazının gerektiği; bu sürenin geçirilmiş olması, başka bir anlatımla bononun tanzim tarihinden itibaren bir yıl içinde ödenmesi için ibraz olunmaması halinde, müracaat borçlularının (lehtar ve cirantaların) borçtan kurtulacağı; böyle bir durumda “bono” niteliğinde bir değişiklik olmaz ise de, bononun tanzim eden keşideci ve avalistler yönünden sorumluluğun devam edeceği, sadece bono, ibraz süresinin son günü ibraz edilmiş sayılacağından, üç yıllık zamanaşımı süresinin de, tanzim tarihinden itibaren bir yıllık sürenin bitiminden başlayacağı-
Çeklerde, hamilin cirantalarla keşideci ve diğer çek borçlularına karşı sahip olduğu müracaat hakkının, ibraz müddetinin bitiminden itibaren altı ay geçmekte zamanaşımına uğrayacağı – Çekte keşide yeri ile muhatap bankanın aynı yer olması halinde, ibraz süresinin, keşide tarihinden itibaren on gün olduğu-
İcra dairesinin yetkisizliğine karar verilmesinden sonra, dosyanın gönderildiği icra dairesince borçlu vekiline ödeme emri tebliğ edildikten sonra, borçlu asile de ödeme emri tebliğ edilmesi üzerine, borçluya ikinci kez itiraz hakkı tanınmış olacağı-
Adi ortaklıklarda, ortaklığı idare yetkisi bulunan temsilcinin yapacağı işlemlerin, ortakları üçüncü kişilere karşı eşit olarak sorumlu kılacağı-
Bonoya dayalı olarak başlatılan takipte, borçlunun takip tarihinden önce ölmüş olduğunun saptanması halinde, bu takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği (takibin iptalinin, süresiz şikayet yolu ile istenebileceği) ve bu takibin mirasçılara yöneltilemeyeceği-
Bir ticari mümessilin, kambiyo senedi tanzim edebilmesi için açıkça bu konuda yetkilendirilmiş olmasının gerekmediği- Vekile, vekaletname ile tanınan kapsamlı yetkiler nedeniyle, vekilin “ticari mümessil” sıfatını kazanıp kazanmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- Ticari senetlerin, ticari işletme ile olan ilgisi iyiniyetli üçüncü kişiler tarafından kolaylıkla anlaşılabileceğinden, ticari mümessilin imzaladığı senetlerin, iyiniyetli üçüncü kişiler bakımından işletmeyi bağlayacağının kabul edilmiş olduğu-