İCRA VE İFLÂS KANUNU > 6 - İflâs Yoliyle Takip > - III - KAMBİYO SENETLERİ (ÇEK, POLİÇE VE EMRE MUHARRER SENET) HAKKINDAKİ HUSUSİ TAKİP USULLERİ: > - A) Haciz yolu ile takip: > Madde 168 - Ödeme emri
Bonoya dayanan takiplerin, “borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki icra dairesinde”,”bonoda öngörülen yetkili icra dairesinde” ve “bonoda yazılı ödeme yerinde yahut bonoda ödeme yeri gösterilmemişse; bononun düzenlendiği yerde” yapılabileceği-
Borçlunun açtığı menfi tespit davasında, alacaklı durumundaki davalının iddiasını (alacaklı olduğunu, alacağının zamanaşımına uğramadığını) def’i yoluyla ileri sürmesi halinde, borçlunun açtığı menfi tespit davasının zamanaşımını keseceği-
Bir limited şirkette, geçerli bir yönetim kurulu kararına dayanmaksızın temsilci tayin edilen kişilerin, şirket adına yapacağı işlemlerin geçersiz olacağı - Şirkete “müdür” olarak atanan kişilerin esas itibariyle “ticari mümessil” niteliğinde oldukları, başka bir kişiyi ticari mümessil tayin etme yetkilerinin bulunmadığı - Takip dayanağı senedi imzalayan ve şirket müdürü tarafından vekaletname ile yetki verilmiş olan kişi, şirket ortaklar kurulu kararı ile verilmiş şirketi borçlandırma yetkisi bulunmadığından, yapılan itirazın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Çeklerde, hamilin cirantalarla keşideci ve diğer çek borçlularına karşı sahip olduğu müracaat hakkının, ibraz müddetinin bitiminden itibaren altı ay geçmekte zamanaşımına uğrayacağı – Çekte keşide yeri ile muhatap bankanın aynı yer olması halinde, ibraz süresinin, keşide tarihinden itibaren on gün olduğu-
Borçlunun birden fazla olması halinde, bunlardan birinin ikametgahında takip yapılabileceği ve bu durumda diğer borçlunun yetki itirazında bulunamayacağı; ancak bu hükmün yalnız borçlulardan birinin ikametgahındaki (onun için genel yetkili) icra dairesinde takip yapılması hali için olduğu (İcra takibinde, birden fazla borçlu bulunması halinde, bunlardan birinin ikametgahının bulunduğu yerde ( ve onun için genel yetkili icra dairesinde) takipte bulunulabileceği, borçlulardan biri için özel yetkili bir icra dairesinde takip yapılması halinde bu hükmün uygulanamayacağı)-
Kamu düzeni ile ilgili bulunmayan hallerde, tarafların yetkili icra dairesini belirleyebilecekleri; bu konuda “yetki sözleşmesi” yapabilecekleri gibi, yetkili kıldıkları icra dairesini bono metnine de yazabilecekleri-
Yöneticinin, kat maliklerine karşı bir vekil gibi sorumlu olduğu; takip konusu bonoların düzenlendiği tarih itibariyle yöneticinin kat maliklerini temsil ederken, kat malikleri kurulu tarafından kendisine kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verildiği isbat edilmedikçe, bu bonolardan dolayı yöneticiliğin sorumlu olmayacağı, senedi imzalayan kişinin şahsen sorumlu olacağı (Kat malikleri kurulu tarafından, yöneticiye kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verildiği ispat edilmedikçe, yöneticinin düzenlediği bonodan, bonoyu düzenlemiş olan yöneticinin şahsen sorumlu olacağı)-
Bononun ön yüzüne atılan ikinci imzanın “aval” olarak değerlendirilmesi gerekeceğinden, takip konusu senedi düzenlemiş olan ve şirket kaşesi dışında senet üzerine ayrıca atılmış olan ikinci imzanın senedi düzenleyen şirket temsilcisinin şahsi sorumluluğunu gerektireceği-
İcra mahkemesindeki borca/imzaya itiraz davasında, alacaklı hakkında ağır ceza mahkemesinde açılmış olan “resmi belgede sahtecilik yapılması” konusundaki kamu davasının sonucunun bekletici mesele yapılarak sonucunun beklenmesi gerekeceği-
Takip konusu çekin zamanaşımına uğramış olduğunun saptanması halinde, işin esası incelenmeksizin karar verilmiş olduğundan, mahkemece alacaklı aleyhine ayrıca tazminata hükmedilemeyeceği - İcra mahkemesine ‘’itiraz” ve “şikayet” olarak yapılan başvurular sonucunda harç ve vekalet ücretine maktu olarak hükmedileceği-