Bir kişinin “eski MİT ajanı olduğunu”nun yazılan bir yazıda belirtilmiş olmasının, o kişinin, kişilik haklarına saldırı teşkil etmeyeceği–
M.K. 24 (ve BK.49; şimdi; TBK. mad. 58) ile koruma altına alınmış olan “kişilik hakları”na yönelen saldırıların değerlendirilme kapsamı–
Davalıların manevi tazminatla yükümlülüğüne ilişkin yerel mahkemenin ilk kararının özel dairece “dava red edilmek üzere” bozulduğu ve bozmaya uyularak davalı yararına usulî kazanılmış hakkın oluştuğu, bozmaya uyularak yeniden karar verilirken usulî hatalar yapılması ve bu sebeple “davanın reddi ve dair” ikinci kararın dahi bozulması durumunda; ilk bozmaya uyulmakla oluşan usulî kazanılmış hakkın ortadan kalkmış olmayacağı-
Boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra dahi kabahatsiz eşin, boşanmaya neden olan olaylara dayanarak medeni kanunun 143/2. Maddesi uyarınca manevi tazminat davası açabileceği- Burada BK. 49'daki kusurun özel ağırlığı koşulu aranmayacağı-
Ergin iki sade vatandaşın, arama yapmak üzere polisin kapıyı çaldığı sırada evde sevişmekte olsalar dahi, gizli kalması gereken bu olayın gazetede çirkinleştirici bir ifade tarzı ile topluma teşhir edilmesinin, bu kişilerin kişilik haklarına saldırı niteliğini taşıyacağı–
Savunma sırasında –mahkemedeki duruşmalarda veya TBMM’deki konuşmalarda– yapılan açıklamaların, sarfedilen sözlerin «savunma amacıyla ve savunma sınır içerisinde kaldığı ölçüde» hukuka uygun sayılacağı ve «kişilik haklarını zedelediği» ileri sürülerek manevi tazminata hükmedilemeyeceği–
Eleştiri amaç ve sınırını aşan yazıların gerçeği yansıtsa bile yazıda kullanılan dil, ifade ve üslubun davacıyı küçük düşürmek, ona hakaret etmek amacına yönelik bulunması, davacının kişilik değerlerine saldırı niteliğinde bulunması halinde, davacı lehine tazminata hükmedilmesi gerekeceği–
Evli olduğu halde başkası ile nişanlanıp ondan yararlanan kadının, gerçeğin ortaya çıkması halinde, manevi tazminat ödemeye mahkum edilmesi gerekeceği–