Kocanın açtığı terk hukuki sebebine dayanan davanın kocanın eşini evden kovduğu, ancak kadının terk ihtarına uyarak ortak konuta döndüğü, bu suretle dava koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmış olup,. fiili ayrılık döneminde de davalı kadının bir kusurlu davranışı iddia ve ispat olunmadığından eşini evden kovan kocanın boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu- Boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılarak boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiğinden davalı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmesi gerektiği- Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşıldığından davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
“…bulunduğu makamın ağırlığını ve sorumluluğunu bilmeyen bir zat. Şimdi atasözünü hatırlatmakta yarar vardır. Bu doğrudan doğruya kılavuz, istikamet, sonuç meselesidir…” şeklindeki ifadelerin ve herkesçe malum atasözü ile yapılan benzetmenin, davacıyı küçük düşürücü, mesleki ve kişisel itibarına saldırı niteliğinde bulunduğunun açık olduğu, bu sözlerin, davacının kişilik haklarını doğrudan hedef aldığı, eleştiri sınırlarının aşıldığı, özle biçim arasındaki dengenin bozulduğu ve bu suretle hukuka aykırı olduğunun kabul edilmesi gerekeceği-
Davalının başka biriyle resmi nikah yapmış olmasının davacı küçüklerin iç huzurunu bozacak, onların kişilik haklarını ihlal edecek nitelikte bir olgu olmadığından çocuklar yönünden manevi tazminat isteminin tümden reddi gerekeceği-
Taraflar arasındaki birleştirilen kooperatif üyeliğinin tespiti, müdahalenin men'i, tazminat davası-
Davacı hakkındaki şikâyet bir bütün olarak değerlendirilerek, iddialar konusunda zayıf da olsa bazı somut belirtiler (emareler) bulunduğu; şikâyetin, olağan kuşku üzerine ve somut belirtilere dayandırılarak yapıldığı sonucuna varılmasının gerekeceği-
Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı, bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden, boşanma isteğinin reddi gerekeceği- Mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceği (TMK. mad. 174/1)- Boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceği (TMK. mad. 174/2)- Kadının eğitim-öğretiminin devam ettiği dönemlerde özel bir öğrenci yurdunda çalışıp bir miktar gelir elde etmekle birlikte, boşanmakla yoksulluğa düşeceğinden uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekeceği (TMK. mad. 175)-
Dava konusu edilen kitaplarda davacının kimlik bilgilerinin yer aldığı anlaşıldığına göre, bunun resmi raporlara dayalı olduğuna ilişkin davalı yanın savunması doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılıp kitapta yer verilen olguların, resmi raporlara dayalı olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Eldeki davanın açılmasına neden olan haksız eylem İzmir ili Karşıyaka ilçesinde gerçekleştiğine göre Karşıyaka Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açan davacının, seçimlik haklarım haksız eylemin gerçekleştiği yer mahkemesinde dava açmak suretiyle doğru olarak kullandığı-
Cumhuriyet savcılığı tarafından başlatılan bir soruşturma kapsamında, dava dışı bir kişi ile yaptığı telefon konuşmasına ilişkin kaydın gazetede yayımlanmasının, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-
Gerçek olmayan haberin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacağı gözetilerek, davacı yararına oluşan ve haberin veriliş biçimine uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekeceği-