Şikâyeti haklı gösterecek belirtiler bulunduğu anlaşıldığından, hak arama özgürlüğünün sınırları içinde yapılan şikâyetin, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağı; ayrıca, şikayet hakkının yerinde kullanıldığının kabulü için şikayet edilenin cezalandırılması veya sorumlu tutulmuş olmasının da zorunlu olmadığı-
Gerçek olmayan haberde yer alan olayların; salt bu anlatım biçimi nedeniyle de davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-
Ceza mahkemesinin beraat kararı vermiş olması ve gerekçesinin, davalının şikayetinin haksız olduğu anlamına gelmeyeceği- Davacının ceza mahkemesindeki anlatımından da şikayeti gerektirecek nitelikte olgu ve belirtilerin bulunduğu, bu olgu ve belirtilerin cezalandırma için yeterli sayılmaması, davalının şikayetinin haksız olduğu sonucunu doğurmayacağı-
Bakan'ın yorumuna uyularak karar verildiği izlenimini uyandıracak biçimde yayımlanan haber, hâkimlere emir ve talimat verilemeyeceğine ilişkin okuyucu üzerindeki algıyı ve okuyucunun yargıya olan güven duygusunu zedeleyeceğinden yargı erki içerisinde Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olarak görev yapan davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu-
Haksız icra takibi ve haksız haciz nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın giderimi için - bu eylem davacının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinden- tazminat davası açılabileceği-
Davacının astı konumundaki kişinin izinli olmasına rağmen arayarak bayanla ilgili görüştüğü, cep telefonu ile hakaret etmesi nedeniyle disiplin cezası aldığı anlaşıldığı, davacının sicil dönemi içerisinde bir takım disiplinsiz davranışlarının olduğu görüldüğü, davalılar tarafından düzenlenen sicil belgesinde davacıya verilen notların sicil verme tekniğine aykırı olmadığı, hukuki düzenlemeler gereğince sicil amirlerinin kişisel görüşlerini dile getirdikleri, davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edecek nitelikte bir ifadenin bulunmadığı anlaşıldığından manevi tazminat isteminin reddi gerekeceği-
Davacının, içinde salyangoz bulunduğunu fark ettiği bezelye konservesini tüketmediği, hal böyle olunca, davacının kişilik değerleri yönünden bir eksilme olduğundan ve doğmuş bir zararın varlığından söz edilemeyeceği-
Davacı ile davalı nişanlandıktan sonra düğün yaparak gayri resmi şekilde bir araya gelmişler ve uzun süre birlikte yaşamışlardır, bu durumda nişandan ve yasal olarak korunması gereken bir birliktelikten (evlenmeden) söz edilmesinin mümkün olmadığı- Taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız fiil olarak nitelendirip buna göre çözümlenmesi gerekeceği, ve haksız fiilden kaynaklanan uyuşmazlıklara genel mahkemede bakılması gerektiğine göre; aile mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi gerekeceği-
Davalının eylemi ile kamyonun satışı arasında illiyet bağı bulunmadığından ve de davalı, haksız haczi sonucu açılan menfi tespit davasında verilen kararla davacıya %40 icra inkar tazminatı ödemek suretiyle davacının zararını da karşılamış olduğundan davacının tazminat isteminin tümden reddi gerekeceği-