Eşini evden kovan davacı-davalı koca tamamen kusurlu olduğundan ve boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Haksız icra takibi ve haksız haciz nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın giderimi için - bu eylem davacının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinden- tazminat davası açılabileceği-
Dava konusu yayında, davacının şeriat istemiyle isyan edenin torunu olduğunun belirtildiği görülmekte olup; ancak, davalılar bu iddiayı kanıtlayamadıklarından yayın bu yönüyle hukuka aykırı olup davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-
Davalıların gizlice ses ve görüntü kaydetme ve bunu yayımlama biçiminde gerçekleşen eylemleri davacının şeref ve haysiyetine tecavüz etme amacı güdülmemiş olsa bile, kişilik haklarına saldırı niteliğinde olacağı-
İlk yayında davacıya yönelik olarak yazılan “ inadına davranan, inadına zihniyet, ülkeye kötülük yapan, egoizm, fanatik, hayat karartan” sözcükleri ile eleştiri sınırının aşıldığı, ikinci yayında ise ilk yayındaki aynı sözcüklerin tekrar edilerek hukuka aykırılığa iştirak edildiği-
Kendi isteğiyle emekliye ayrılan bir kamu görevlisinin, emekliliğinden önceki döneme ait bir yargı kararının uygulanmasını emekli olduktan sonra istemesi durumunda o kamu görevlisinin göreve başlatılıp başlatılmaması kamu kurumunun ve bakanın takdir yetkisi içinde olduğundan davacının isteğinin reddedilmesinde hukuka aykırılık olmadığı-
Haczin uygulandığı 06/12/1996 tarihi ile marketin vergi kaydının kapatıldığı 20/03/1998 tarihleri arasında bir kısım eşyaların haczedilmesi nedeniyle oluşan iş ve kar kaybı hesaplanarak buna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Yaşadığı çevrede halk ile ilişkileri kişisel tercihi olup bunun yasa dışı eylem veya bölücü faaliyet olarak nitelendirilmesinin mümkün olmayacağı, haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat isteminin koşulları oluştuğu gözetilerek uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-