Senedin her iki tarafçada talil edilmiş olması "çift taraflı talil" halinde ispat külfetinin yer değiştirmeyeceği-
Dava konusu takip 8.839,38-TL üzerinden açılmış olup, dava dilekçesinde dava değeri 13.968,00-YTL olarak gösterilmiş, mahkemece bu miktar üzerinden davacı yararına vekalet ücreti takdir edilmiş ve İİK’nun 72/5 maddesi uyarınca hükmedilen %40 tazminatın hangi miktar üzerinden karar verildiği açıklanmamış olduğundan kararın bozmayı gerektireceği-
Mahkemece yapılan yargılama sonunda MK’nun 6.maddesi gereğince herkesin iddiasını ispatla yükümlü olduğu, davacının senetlerin şirket borcundan dolayı teminat senedi olarak verildiği yolundaki iddiasını HUMK’nun 288 ve 290.maddeleri gereğince yazılı delille ispat etmesi gerektiği, malen kaydının davacıya mal verildiğine karine olduğu, aksinin davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilebileceği-
AAÜT’nin 6.maddesine göre “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulh nedenleriyle; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararın gereğinin yerine getirilmesinden önce giderilirse, tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilirse tamamına hükmolunur” kuralının gözetilmeksizin, davacı yararına tayin edilen vekalet ücreti nedeniyle kararın bozulmasının gerekeceği-
Davacının, aracı oto kiralama sözleşmesi ile kiraladığını uygun deliller ile kanıtlayamadığı, "aracı emanet olarak kullandığı sırada kaza yaptığını", dosyada Sigorta şirketine verdiği beyan dilekçesi ile dava dışı ikrarda bulunduğu anlaşıldığından, meydana gelen hasar miktarı kadar senetten sorumlu olacağı-
Menfi tespit davasının konusunun, davacı kefilin kredi ve kefalet limiti ile ilgili bölümlerin sonradan doldurulduğu iddiası olduğu davada, limit miktarının sonradan doldurulduğunun yazılı delille ispatlanmasının gerekeceği, sözleşmenin doldurulmasında farklı renkte ve tonda kalemlerin kullanılmasının söz konusu limit miktarının sonradan yazıldığına kanıt olamayacağı-
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “davacının davalıya verdiği vekâletnamede açıkça kambiyo senedi düzenlemesi yetkisinin verilmediği, vekâletnamedeki davacı adına çek karnesi alınması hususundaki yetkinin kambiyo senedi düzenlemesi yetkisini kapsamayacağı, hal böyle olunca davacının bu senetten dolayı sorumlu tutulamayacağı” gerekçeleri ile “davanın kabulüne” karar vermiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Davacı borçlu ile davalı arasında işçi/işveren ilişkisi bulunması halinde menfi tesbit davasının iş mahkemesinde açılması gerekeceği-
Kaçak elektrik kullanımı kaynaklı faturaya karşı açılan davada,delillere ve bilirkişi raporuna göre dava kısmen kabul edilerek “dava konusu 5.102,50 TL’lik faturanın 4.456,07 TL asıl alacak miktarı ile ilgili olarak davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine” dair verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı-