Mahkemece “toplanan delillere göre, bononun vade tarihinden sonra ciro edildiği, TTK.’ nun 602. maddesi uyarınca vadenin geçmesinden sonra yapılan cironun alacağın temliki hükümlerini meydana getirdiği, bu nedenle borçlunun lehtara karşı ileri sürebileceği def’ileri hamile karşı da ileri sürebileceği,... tarihli lehtar şirket yetkilisince vekil olarak tayin edilen İ.M. tarafından düzenlenen belgede açıkça senedin, bankadan alınarak borçluya iade edileceği ve bedelsiz olarak belirtilmiş olduğundan senedin bedelsizliği itirazlarının davalıya karşı da ileri sürülebileceği” gerekçesiyle “icra takibine konu ... bedelli bonodan dolayı davacının davalılara borçlu bulunmadığının tespitine, kötüniyet tazminatı isteminin reddine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Vesayet altına alınan kişilerin vasileri tarafından temsil edilebileceği, 4721 sayılı TMK’nun 462/8.maddesi gereğince vasinin vesayet altındaki kişi adına dava açabilmesinin vesayet makamının iznine tabi kılındığı, bu kuralın kamu düzenine ilişkin olduğu, somut davada, vesayet altındaki davacıyı temsilen dava açan vasinin, böyle bir dava açma konusunda TMK’nun 462/8.maddesi uyarınca vesayet makamından izin almış olduğuna dair bir mahkeme kararını dosyaya sunmadığı, bu durumda mahkemece vasiye eldeki davayı açması konusunda vesayet makamından izin alması ve buna dair kararı dosyaya sunması için uygun bir sürenin verilerek bu nitelikte bir karar alınıp dosyaya sunulduğu takdirde davaya devamla esas hakkında hüküm kurulmasının aksi takdirde ise esasa girilmeksizin davanın salt bu nedenle reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece, “davalı hamil M.T.’ un dava konusu senetlerin ciro yoluyla hamili olduğu, ancak TTK.’ nun 642. maddesi uyarınca protesto keşide etmediği, bu nedenle davacıya karşı senetlere dayalı müracaat hakkını yitirdiği ve temel ilişki konusunda da alacaklı olduğunu kanıtlayamadığı” gerekçesiyle “davalı M.T. yönünden davanın kabulüne, davalı E.K. yönünden husumet yokluğundan reddine” karar verilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
BK.’ nun 182/2. maddesi uyarınca aslolan peşin satış olup buna göre aksine adet veya mukavele mevcut değil ise satıcı ile alıcı borçları aynı zamanda ifa etmekle mükellef olduğu- Çek bir ödeme vasıtası olup kural olarak mevcut bir borcun tediyesine yönelik olarak verildiğinin kabul edildiği- Menfi tespit davasında, davacının öncelikle “satışın peşin olmadığı, çeklerin sipariş edilen mallara karşılık avans olarak verildiği” iddiasını yazılı delille kanıtlaması gerektiği- Tahsilat makbuzu başlıklı belge fotokopisi üzerinde davacının iddiasını doğrulayabilecek nitelikte açıklamalar bulunmakta ise de, bu açıklamaların kim tarafından yazıldığı belgenin aslının bulunup bulunmadığı ve davalıyı bağlayıp bağlamadığı konularında araştırma ve inceleme yapılmamış olduğundan, belirtilen yönler gözetilmeden yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan 3. kişilerin haklarını etkileyecek şekilde “dava konusu çeklerin davacıya iadesi” biçiminde hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Borçlu tarafından, ”borca itirazın reddi” kararından sonra, genel mahkemede menfi tesbit davası açılmış olması halinde, alacaklı lehine daha önce icra mahkemesince hükmedilen icra inkar tazminatının tahsilinin, menfi tesbit davası sonuna kadar ertelenmesi gerekeceği-
Davaya konu senetteki imzaya yönelik sahtelik iddiasının, senedin tanzim tarihinden önceki tarihlerde atılmış uygulamaya elverişli imzalara havi belgelerin celbedilerek HUMK’nun 317.maddesi yollamasıyla 308 ve 309 maddeleri hükümlerine göre usulüne uygun şekilde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle imza incelemesi yaptırılıp, tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde karar verilmesinin gerekeceği-
Uyuşmazlığın işçi-işveren ilişkisi nedeniyle düzenlenen senetten kaynaklanıyor olması halinde açılacak menfi tespit davasının iş mahkemesinde görülmesi gerekeceği-
Davaya konu bononun geçersizliğine ilişkin açılan davada, davalılar hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğundan, davalılar hakkındaki hazırlık soruşturması dosyasının celp edilerek, eğer dava açılmışsa ceza davasının sonucunun beklenmesi gerekeceği-
İİK.72. maddesine göre açılan menfi tespit davasında “menfi tespit şeklinde” karar verilmesi gerekirken, “olumlu tespit” biçiminde hüküm kurulmayacağı-