TTK’nun 690.maddesi yollaması ile bonolarda da uygulanan TTK’nun 642.maddesi uyarınca bonoda hamil tarafından ciranta aleyhine takip yapılabilmesi için ödememe protestosunun çekilmesinin gerekeceği, protesto çekilmemesinin müracaat hakkının kaybına yol açacağı, davalı hamilin protesto keşide etmemesi nedeni ile davacı lehtarın cirantaya başvuru hakkının bulunmayacağı-
Borçlu olmadığının tespitinde ispat yükü kendisine düşen taraf caiz olan diğer deliller ile birlikte karşı tarafın ticari defterine dayanabileceği- Davacılar, davalı ticari defterlerine ve yasal deliller diyerek yemin deliline dayanmış ise öncelikle davacılara delillerini karşı tarafın ticari delillerine hasredip etmediğinin sorulması gerektiği ve bunun sonucuna göre  bilirkişiden davaya konu bononun ticari defterlere kayıtlı olup olmadığı ne olarak kayıtlı olduğu hususunda rapor alınması gerekeceği-
Bonolarda ihdas nedeninin malen olduğu malın teslim edilmediği yolundaki iddianın davacı tarafından kanıtlanmasının gerekeceği, davacının bu iddiasını yazılı delille kanıtlayamadığı gibi yemin de teklif etmediği davada, davanın kanıtlanamadığı, mahkemece davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Davacının; davalı bankaya, “davacı şirket lehine TEDAŞ’a hitaben verilen 30.12.1999 tarihli 108.100 TL’lik teminat mektubu komisyonlarından kaynaklı herhangi bir borçlarının bulunmadığı” bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden, açılmış olan menfi tesbit davasının kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece verilen.... tarihli tedbir kararı infaz edilmiş olup, İİK.’ nun 72/IV hükmüne göre, alacaklının alacağını geç almaktan doğan zararının giderilmesi için davalı yararına %40’ tan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, hükmün bozulmasına neden olacağı-
Bonodaki imzanın davacıya ait olduğunun Adli Tıp Kurumu raporuna göre belirlenmesi ve “bonoyu davalıya cirolayanın imzasının sahte olduğuna” dair iddianın ise kambiyo senetlerindeki “imzaların istiklali’’ ilkesi gereğince incelenmesine gerek olmadığı, birbirine bağlı müteselsil ciro zincirine göre senedi elinde bulunduranın hak sahibi olduğunun kabulü gerekeceği, İİK’nın 72/4 maddesine göre; infaz edilmeyen tedbir kararının, alacaklının alacağını geç almasına neden olması mümkün bulunmadığından, davacının tazminata mahkum edilemeyeceğine-
Davayı kabul eden mahkemenin, davacının borçlu olmadığı tutarı belirleyip “……davacının, davalıya ‘……TL borçlu olmadığının tesbitine ……’ ” ş e k l i n d e karar vermesi gerekeceği, bunun yerine “borçlu olunan tutara” (olumlu tesbit) hükmedemeyeceği-
Takibe dayanak senedin ciro silsilesinin kopuk olduğu ve senedin hamil tarafından protesto ettirilmediğini iddia edilerek açılan menfi tesbit davasının, davacının icra dairesine gönderdiği 29/05/2007 tarihli mal beyanı dilekçesinde “bu borcumu ileride kazancım olduğunda ödeyeceğim” şeklindeki beyanının üzerinde durulup, değerlendirilmeden eksik şeklide inceleme ile yazılı biçimde karar verilmesinin bozmayı gerektireceği-