Mahkeme kararında “%40 inkar tazminatına hükmedilmesine” biçiminde bir ifadeye yer verilmişse de, bu tazminatın sorumlusunun kim olduğunun HMK 297. maddesi uyarınca kararda açıkça belirtilmesi gerekeceği-
Senetler altındaki imzanın davacı şirket temsilcisine ait olmaması sebebiyle, senetlerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı alacaklı takibi kötüniyetli yaptığından davacı yararına ayrıca %40 tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
Hisse devri yapma taahhüdüne karşılık olarak verilen bononun davacı yönünden teminat niteliği devam ettiğinden, hisseyi devir alacak olan davalı yönünden davanın esastan reddine, diğer davalılar yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kambiyo senedinin ibrazından sonra cirosu mümkün olmayıp ancak alacağın temliki hükümlerine göre devir edilebileceği, davada, senedi takibe koyan davalı T. yönünden BK’nun 162 vd. maddelerinde öngörülen alacağın temliki hükümlerine uygun bir temlik bulunup bulunmadığı hususu araştırılarak tüm deliller toplandıktan sonra karar verilmesinin gerekeceği-
Davacı kooperatif ile davalı arasında ticari ilişki olmadığı, Kooperatif ana sözleşmesine göre kooperatifin 3.kişilerle ticari münasebette bulunabilmesi için, yönetim kurulu üyelerinden en az 2 kişinin imzasının gerekmesine rağmen, “çekin tek kişi tarafından imzalanması sebebiyle davacı kooperatifin çekten dolayı sorumlu olamayacağına, davalının kötü niyetli olmaması sebebiyle tazminat taleplerinin reddine” dair verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı-
Ödeme protestosu sırasında tanzim tarihi bulunmayan, dolayısıyla tedavüle çıkarılırken kambiyo senedi niteliğini taşımayan senede sonradan tanzim tarihi konulmasının, ona kambiyo senedi niteliği kazındırmayacağından,senedin adi senet sayılacağı ve “borçlu olmadığını ispat yükü”nün de davacıda olacağı-
Davacı asıl... tarihinde yapılan haciz sırasında borcu kabul ederek ödeme taahhüdünde bulunmuştur. Bu durumda mahkemece davacı asilin anılan beyanı karşısında davanın reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın kabulüne karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Şirket yetkilisi tarafından dava dışı şahsa vekaletname ile kendisine ait tüm yetkilere haiz kılması, aynı zamanda çek alıp vermeye de yetkili kılınması sebebiyle BK.’nun 547. maddesi açılmış olan menfi tesbit davasının uyarınca dava dışı şahıs “ticari mümessil” sıfatını kazanmış olması nedeniyle, borçlandırıcı işlem yapmaya da yetkili olduğu için, “yetkili hamil tarafından ciro edilen çekin geçersizliği” söz konusu olmayacak, ayrıca davacı defterlerinde çekin davalıya ciro kaydıyla kayıtlı olması sebebiyle de davanın reddi ile %40 tazminata hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı-
Dava konusu abone sözleşmesinde abone olarak davacının kimlik bilgilerinin bulunması nedeniyle kullanılan elektrik bedelinden sorumlu olduğu ve davalı tarafından sonradan gönderilen faturalarda, abone olarak şirket adının yazılmış olmasının abone değişikliğine yol açmayacağı-