Bono lehdarının ve takip alacaklısının gerçek kişi olması sebebiyle, mahkemece “davalı şirket hakkında açılan davanın, davalı şirketin pasif dava ehliyeti bulunmadığından, davanın husumetten reddine” dair verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı-
Kambiyo senetlerinin sahteliği konusunda grofolog bilirkişiden rapor alınması gerekeceği-
Davaya konu çeklerin teslimine konu çek tevdi bordrosu içeriğinden iki adet çekin davacı yanca temlik cirosu ile temlik edildiğinin anlaşıldığı, çek üzerinde tahsil cirosu ile verildiğine dair bir açıklama bulunmadığı, ayrıca birleşen davanın davacısı keşideci ile hamil olan davacı arasındaki ibranamenin de iyi niyetli hamil davalı bankaya karşı ileri sürülemeyeceği -
İİK.'nun 72/IV maddesi uyarınca olumsuz tespit davasının reddi halinde talebi olmasa dahi davalı yararına mahkemede re'sen tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
TTK.’ nun 730/19. maddesi yollaması ile çeklerde de uygulanması gereken 668. maddesi uyarınca “poliçe üzerinde beyanların el yazısı ile imza edilmesi lazımdır. El yazısı ile olan imza yerine, mihaniki herhangi bir vasıta veya el ile yapılan ve yahut tasdik edilmiş olan bir işaret yahut resmi bir şahadet kullanılamaz”. Anılan yasa hükmü gözetildiğinde, yukarda keşide tarihleri ve miktarları yazılı çeklerdeki son ciroların el yazısı ile imza edilmediği ve bu nedenle hükümsüz olduğu anlaşıldığından ve böylece ciro silsilesinde kopukluk bulunduğundan, davalı bankanın bu çekler yönünden yetkili hamil olduğu kabul edilemez. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
“Dosya kapsamına göre 02.02 .2005 tarihli protokolde,davalı asil ve vekilinin imzası olmadığı ve davalıyı bağlamayacağı” gerekçesiyle “davanın reddine ve tedbir kararı ile tahsil edilen paranın davalı alacaklıya ödenmesi engellendiğinden, davacı aleyhine takibe konu asıl alacak üzerinden %40 oranındaki tazminata hükmedilmesine” dair mahkemece verilen kararda isabetsiz bulunmadığı-
Tüketici kredisine kefil olan kişinin menfi tespit talebine ilişkin davada, davacının kefile gönderilen hesap özetine itiraz edilmiş olmasının sadece takip hukuku açısından sonuç doğurmakta olup, ilgililerin (kefil vs) her zaman için genel mahkemelerde dava açabileceği-
Davalı asil... tarihli duruşma sırasındaki yemininde; sunulan ödeme belgelerindeki imzaları kabul etmiş, ancak toplam tutarı... TL olan belgedeki ödemenin dava konusu borçla ilgili olduğu, toplam tutarı... TL olan diğer iki belgedeki ödemenin ise taraflar arasındaki bir başka borca yönelik olduğunu ifade etmiştir. Bu durumda bir başka alacağı için davacının yaptığını öne sürdüğü... TL ödeme hususunda ispat külfeti davalı tarafa ait olacaktır. Davalı, taraflar arasında olduğunu ileri sürdüğü diğer ticari ilişki ve bu ilişki nedeni ile alacaklı olduğunu ispat etme yükümlülüğü altındadır. Şayet davalı ispat yükümlülüğünü yerine getiremez ise bu miktarında dava konusu alacağa yönelik olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca, mahkemece davalıya ispat imkanı tanınarak sonucuna göre karar vermek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bozulmasına neden olacağı-