Davacının açmış olduğu itirazın iptali davasına karşılık, davalının açmış olduğu menfi tespit davasında, kısmen borçlu olmadığına dair verilen karar Yargıtay’ca onanmışsa da, itirazın iptali davasında bilirkişi raporuna göre halen davalının daha davacıya ödenmemiş borcu bulunmasına göre, HMK.’nun 303. maddesine göre kesin hüküm sebebiyle davanın reddine karar verilemeyeceği-
Davacının borcun ödenmesi üzerine, üzerinde alacak miktarı yazılı senedin iade edildiğini, açığa imzalı senedin ise iade edilmeyip sonradan doldurulduğunu ileri sürdüğü davada, bir borç için iki ayrı senet düzenlenmesinin ve borç ödendiğinde geri alınmamasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
İmzası inkar edilemeyen belge ile çeklerin ödendiği tespit edildiğinden, “davalının bu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine” dair verilmiş olan kararda isabetsizlik bulunmadığı-
Zirai kredi sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkta, kredinin çiftçi olan davacının çiftçilik faaliyetlerini sürdürebilmek amacıyla alındığı, davacının 4077 sayılı TKHK’nun 3/e maddesinde tanımlanan tüketici kapsamına girmediği gözetilerek uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemelerin görevli olacağı-
Senetler altındaki imzanın davacı şirket temsilcisine ait olmaması sebebiyle, senetlerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı alacaklı takibi kötüniyetli yaptığından davacı yararına ayrıca %40 tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
Mahkeme kararında “%40 inkar tazminatına hükmedilmesine” biçiminde bir ifadeye yer verilmişse de, bu tazminatın sorumlusunun kim olduğunun HMK 297. maddesi uyarınca kararda açıkça belirtilmesi gerekeceği-
Hisse devri yapma taahhüdüne karşılık olarak verilen bononun davacı yönünden teminat niteliği devam ettiğinden, hisseyi devir alacak olan davalı yönünden davanın esastan reddine, diğer davalılar yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kambiyo senedinin ibrazından sonra cirosu mümkün olmayıp ancak alacağın temliki hükümlerine göre devir edilebileceği, davada, senedi takibe koyan davalı T. yönünden BK’nun 162 vd. maddelerinde öngörülen alacağın temliki hükümlerine uygun bir temlik bulunup bulunmadığı hususu araştırılarak tüm deliller toplandıktan sonra karar verilmesinin gerekeceği-