İstirdat davasının, borç olmayan paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren 1 (bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiğinden (İİK. mad. 72/VII) mahkemece istirtada konu alacağın, ödemenin yapıldığı tarih ile dava tarihi itibariyle 1(bir) yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmişse de, anılan yasa hükmü gereği hak düşürücü sürenin borcun tamamen ödenmesi ile başlayacağı-
“Elektrik enerjisi” satımına ilişkin abonelik sözleşmesinden doğan kaçak elektrik kullanım iddiasıyla açılan menfi tespit davasında uyuşmazlığın 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığı, abonelik sözleşmesinin bulunması nedeniyle kaçak elektrik kullanımından kaynaklanmış olsa da sonucun değişmeyeceği, uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemelerinin görevli olacağı-
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “bonoların mücerret borç ikrarını içeren belgelerden olduğu, TTK.’ nun 690 ve 590. maddelerine göre açık bononun tedavüle çıkarılırken anlaşmaya aykırı doldurulduğunun yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği, davacının iddiasını yazılı belge ile ispat edemediği gibi davalı yana yemin teklifinde de bulunmayacağını bildirdiğinden davanın ve şartları oluşmadığından davalının tazminat isteminin reddine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Borcun varlığının veya yokluğunun asıl borç tutarının, borçlu olunmadığının tespiti davası ile çözümleneceğinden ve eldeki bu dava çözümlenmeden faiz alacağına ilişkin alacak davasının da sonuca bağlanamayacağından dairenin bozma gerekçesinin yerinde olmayacağı, mahkemece öncelikle taraflar arasındaki borçlu olunmadığının tespiti ve ödenen paranın geri alınmasına ilişkin istemler yönünde inceleme yapılmasının bu şekilde karar verilmesinin gerekeceği-
Davacının kredi kartı hesabından bilgisi dışında yapılan alışverişlerden dolayı davalı bankaya borçlu olmadığının tespitini talep ettiği davada 4077 sayılı yasanın 23.maddesi gereği uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemelerinin görevli olacağı-
Davacı borçluya karşı icra takibi, menfi tespit davası açıldıktan sonra yapılmıştır. Her dava açıldığı tarih itibarıyla değerlendirilip sonuçlandırılır. Dava açıldığında henüz yapılmış bir takip bulunmadığından, davalının tazminatla sorumlu tutulamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Borçlunun açmış olduğu menfi tespit davası, yine borçlunun alacaklı aleyhine icra inkâr tazminatının tahsili amacıyla takip yapmasına engel oluşturmayacağı- Aleyhine icra inkâr tazminatına karar verilen alacaklı, borçlunun tazminatın tahsili için başlattığı icra takibini durdurmak istiyorsa genel mahkemelerde borçlu aleyhine alacak davası açması gerektiği, yoksa borçlunun açtığı menfi tespit davasına dayanarak, borçlu aleyhine, kendi lehine bir sonuç elde edemeyeceği-
Dava konusu çek üzerinde davacı şirketin hak sahibi olduğu açık olduğundan ve davayı açabilmek için gerekli sıfatın, dava konusu şey üzerinde hak sahibi olan kişiye ait olduğuna göre eldeki davayı da davacı şirketin açmasının gerekli olduğu-
Takibe konu bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine-
Menfi tespit davasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verildiği için, davacı tarafından banka yoluyla davalıya gönderilen paranın davalı tarafından davacıya iadesin gerekeceği-