Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı kısa kararda “davanın reddine” denildiği halde, gerekçeli kararda; “davanın reddine, icra takibine konu asıl alacak olan 11.000 TL’nin %40’ı oranındaki tazminatın davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine “ denilmiştir. Bu hal, HUMK’nun 381/2 (HMK m.298/2) maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.04.1992 gün ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararı uyarınca bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekeceği-
Davalı C. İ.'in bono metnini talil etmesine rağmen bu iddiasını kanıtlayamamış olmasına göre bu davalı hakkında davanın kabulüne, diğer davalı İ. Delibaş'ın da kötü niyetli olduğunun kanıtlanamamış olmasına göre, bu davalı hakkında davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece verilen kararda HUMK’ nun 388’inci (HMK m.297) maddesine aykırı davranılarak, kararın gerekçesiz olarak yazılmasının usul ve yasaya aykırı olacağı-
Bono ve emre muharrer senetlerin nitelikleri itibariyle kayıtsız şartsız borç ikrarı içermesi sebebiyle bunun aksini ispat amacıyla dava açan tarafın bu iddiasını kanıtlamasının gerekeceği-
Davaya konu çeklerdeki imzanın ayrıntılı inceleme içeren uzman bilirkişi raporunun esas alınan bilirkişi raporuna göre davacının eli ürünü olmadığı, bu nedenle çeklerden dolayı sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Davalı tarafça davanın kabul edilmesi, davanın açılmasına davalının sebebiyet vermiş olmasına göre, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu çekin teminat çeki olduğu hususu ihtilafsız bulunduğundan artık ödemelerin çekin keşide tarihinden önce veya sonra olmasının bir önemi bulunmakta, havalelerin mevcut bir borcun tediyesine yönelik olarak yapıldığının kabulü geremekte ve davalının bu ödemelerin başkaca bir alacağa yönelik olduğu yolunda savunması varsa ispat külfetinin bu yönden davalıya geçeceği de gözetilerek davacı ödemelerine göre çekin teminat fonksiyonunun devam edip etmediği irdelenip, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
İİK.nun 72. Maddesi hükmüne dayalı menfi tespit davasında mahkemece, HUMK.nun 74. (HMK.nun 26.) madde hükmü de gözetilerek, taleple bağlılık kuralı çerçevesinde, davacının borçlu olmadığı miktar saptanarak menfi tespite hükmedilmesi gerekirken, davanın niteliği öz ardı edilerek borçlu olunan miktar üzerinden olumlu tespit hükmü kurulmasının usul ve yasaya aykırı olacağı-
Vadeden sonraki cironun TTK'nun 602 maddesine göre alacağın temliki hükümlerini meydana getirmiş olmasına göre davacının lehtara borçlu olmadığını usulüne uygun delillerle kanıtlanamadığından bu def 'i davalı hamile karşı ileri süremeyecek olmasına göre davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-