Davalının çekteki imzanın davacıya ait olmadığını bilebilecek durumda olmasına göre asıl alacağın %40'ı oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Mahkemenin ara kararı uyarınca davalı adına yemin davetiyesi çıkarılması için tebligat masrafını yatırmak üzere davacıya 10 günlük kesin mehil verilmiş, çıkartılacak tebligatın masrafının ne kadar olacağı kesin mehile ilişkin ara kararda belirtilmemiş olduğundan, kapsamı ve sınırları yeteri kadar belli edilmeyen böyle bir ara karara dayanılarak kesin sürenin gereği yerine getirilmediğinden söz edilerek davanın reddedilmeyeceği-
Kooperatife ait defter ve kayıtlar incelenerek alacak ve borç miktarı kullanılan kredinin kim tarafından alınıp kullanıldığı hususlarının saptanması, ağır ceza mahkemesinde görülen ve davacının müşteki olduğu belirtilen sahtelik davasına ilişkin dava dosyasının getirtilip incelenmesi, bu hususlarda uzman bir bilirkişi seçilerek açıklamalı, denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-
Konusu kalmayan menfi tespit davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulup yargılama gideri vekalet ücreti ve tazminat talebi yönünden dava tarihindeki haklılık durumunun gözetilmesi gerekeceği-
Davacı taraf son celsede bonoların zamanaşımına uğradığını belirtmiş ise de, davalı vekilinin bu şekilde iddianın genişletilmesine muavafakat etmediği, zamanaşımı nedeniyle menfi tespit talebinde bulunulmadığından bu hususun re'sen dikkate alınamayacağı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kural olarak fer’i müdahilin tek başına temyiz hakkı bulunmamaktadır. Fer’i müdahilin, yanında katıldığı taraf ile birlikte hükmü temyiz edebileceği, takibe konu çeke müdahil ciro yoluyla hamil olduğundan, keşideci ile lehtar arasındaki şahsi def’ilerin kendisine karşı ileri sürülebilmesi, TTK’ nun 599.maddesi uyarınca çeki kötüniyetle iktisap ettiğinin kanıtlanmasına bağlıdır-
Alacaklının davada taraf olmadığı durumlarda menfi tespit davasının açılması, hatta alacaklının bu davaya müdahale talebinde bulunmasının zamanaşımını kesen bir sebep olmadığı-
Davalının 30.03.2011 tarihli celsedeki isticvabı ile dava konusu senetten başka bir senet düzenlenmediği ve dava konusu senedin kendinde olmadığı yönündeki beyanları karşısında, davanın konusuz kaldığından hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
Davacının kullanımında olan telefon hattına, telefon kabloları kazınmak ve dışarıdan girilmek suretiyle davaya konu görüşmelerin yapıldığı, davacının bu tutarları ihtirazi kayıtla ödediği, davalının dışarıdan döşenen açıktaki kablolara saplama yapılmak sureti ile aboneleri zor durumda bırakacak kaçak görüşmelerin yapılabileceğini öngörmek ve buna göre gerekli tedbirleri almakla yükümlü olduğu, davalının tamamen kusurlu olup davacıya atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığı, davacının geçmiş dönemlerdeki konuşmalarının ortalaması olan toplam 30 TL'lik iki aylık konuşma bedelinin mahsup edilmesi gerektiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekeceği-