İmzanın sahteliğini davalının bilebilecek durumda olduğu gerekçeleriyle dava konusu bonolardan davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibe konu edilen bono yönünden koşulları oluştuğundan davacı yararına % 40 tazminata hükmedilmesine karar verilmesi gerekeceği-
İcra takibinin Çivril’de yapılıp, davalının ikametgâhının da Çivril'de olduğu gerekçesiyle Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkisizliğine karar verilmesi gerekeceği-
Tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmaması gerekeceği, çelişkili halin, HUMK.nun 381/2. (HMK m.298/2) maddesine aykırılık teşkil edeceği ve 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 K sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekeceği-
Davacının iddiasını yazılı delille ispatlayamadığı, hatırlatılan yemin teklif hakkını da kullanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Bononun illetten mücerret olduğu, kayıtsız ve şartsız borç ikrarı içerdiği, bono altındaki imzanın inkar da edilmediği, yazılı delile karşı ancak yazılı delille borçlu olunmadığının ispatlanabileceği, davacı tarafın delil sunmadığı gibi davacı tarafın delil olarak dayandığı davalının ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde davacı lehine herhangi bir kaydın bulunmadığı, davacıların davasını ispatlayamadığı, davacı tarafın kötüniyetinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacı keşideci tarafından davalı lehtar aleyhine İİK.’ nun 72. maddesine dayanılarak çek nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti istemiyle açılan davada, çekin takibe konulmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmiş ve bu çek nedeniyle keşideci ve lehtar aleyhine icra takibine girişen yetkili hamil durumundaki dava dışı şirket tarafından tedbire itiraz edilmiştir. Tedbire itiraz eden menfi tespit davasının tarafı değildir. Davanın tarafı olmayan 3. kişileri etkileyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemez. Mahkemece bu yönler gözetilmeden itiraz eden vekilinin itirazının reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulmasına neden olacağı-
Davalı kurumca yapılan tahakkukun mevzuata uygun olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacının, davalıdan 34.000,00 TL'lik mal aldığı, karşılığında 49.000,00 TL'lik ödeme yaptığı, davalı defterlerine göre dahi davacıya 23.616,68 TL borçlu olduğu, bu nedenle takip ve dava konusu 15.000,00 TL bedelli çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Davacı, kendisine usulen tebliğ edilen 1. Ve 2. Haciz ihbarnamelerine süresi içerisinde itiraz etmiş olsa da, itiraz dilekçeleri icra dosyası içerisine geç intikal ettiğinden davacıya 3. Haciz ihbarnamesinin gönderildiği durumda, davalı davanın açılmasına sebebiyet vermemiş olsa da ilk celse de davayı kabul etmeyerek davanın devamına neden olur ise mahkemece davalının yargılama gideri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulmasının gerekeceği-