Davacı senetlerde ciranta olarak yer aldığından, hamil davalı tarafından müracaat borçlusu olarak davacıya başvurma olanağının bulunmadığı ve davacının lehdar olarak ayrıca alacaklı olduğu bu senetleri temlik etmesi halinde, çeklerin istirdadı için dava açmak yönünde sıfatı yoksa da menfi tespit davası açmakta hukuki yararının olduğu-
Bilirkişi kurulu raporuna itibar edilerek davanın kısmen kabulüne, davacının davalıya dava konusu tahakkuklar nedeniyle toplam 89.115,53 TL. dışındaki kısım için borçlu olmadığının tespitine, fazla istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacı tarafından senet karşılığı olduğu belirtilerek yapılan havalelerin dava konusu senede karşılık olarak kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalının ödemelerin başka bir alacağa yönelik olduğuna ilişkin savunmasını usulüne uygun delillerle kanıtlayamamış olmasına göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Factoring şirketlerinin, factoring sözleşmesi çerçevesinde ciro yolu ile devir aldıkları kambiyo senetleri yönünden mücerretlik ilkesi ortadan kalkmış olup, factoring ilişkisine konu edilen kambiyo senetlerinde yer alan alacağın bir mal veya hizmet satışından kaynaklandığının fatura veya benzeri belgelerle tevsiki gerektiğinden bu tür uyuşmazlıkların çözümünde TTK’nın 599. Maddesinin uygulama yeri bulunmamakta olup, BK’nun 167. Maddesi hükmüne göre işlem yapılması gerekeceği-
Hukuki ehliyetsizlikle ilgili ayrı bir dava sürerken sadece o davada elde edilen tıbbi rapora dayanılarak davanın neticesi beklenmeden karar verilemeyeceği-
Ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itirazında zamanaşımını ileri sürmemiş olan borçlunun, takip talebinden önce takip konusu alacağın zamanaşımına uğradığını bildirerek menfi tespit davası açamayacağı-
Davanın açılmamış sayılması kararı usule ilişkin nihai kararlardan olduğundan mahkemece hüküm tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. Maddesi gereğince davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Kural olarak İcra Hukuk Mahkemesinin verdiği kararların kesin hüküm teşkil etmediği ancak bunun istisnasının istihkak davası ile ihalenin feshi davaları olduğu iş bu davanın da kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
TTK’nun 599. Maddesi gereğince, keşideci borçlunun, lehtara karşı ileri sürebileceği şahsi def’ilerini, iyi niyetli hamile karşı ileri süremeyeceği, zira davalı bankanın bile bile davacı zararına hareket ettiğine ilişkin delil olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
İİK’nun 72/5 maddesi hükmüne göre, menfi tespit davasının borçlu lehine hükme bağlanması halinde, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli yapıldığı anlaşılırsa, talep halinde borçlu lehine tazminata hükmedileceği-