Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde belirtilen miktarın davalıdan tahsilinin istendiği, mahkeme tarafından; istenilen miktardan az bir miktarın hüküm altına alındığı, bu durumda mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen reddedilen kısım üzerinden kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedileceği-
Borçlunun, önceki alacaklıya karşı ileri sürebileceği şahsi def'ileri temlik alan durumundaki faktoring şirketine karşı da ileri sürebileceği, Faktoring şirketinin alacağı temlik alırken bile bile borçlunun zararına hareket edip etmediği hususunun bu tür uyuşmazlıklarda sonuca etkisi bulunmayıp, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı TTK'nın 599. maddesinin olayda uygulama yerinin bulunmadığı-
Takip ve dava konusu bonolar altındaki imzalar borçlu davacı tarafından inkar edilmediğine göre ispat yükü davacıda olup davacının bonolar nedeniyle borçlu bulunmadığı yolundaki iddiasını aynı kuvvette yazılı belge ile kanıtlamakla yükümlü olduğu, mahkemece ispat yükünün tayininde yanılgıya düşülerek eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
"Davacının murisinin bono ile borçlu olunmadığının tespitine" ilişkin davada, iddianın, HMK hükümleri uyarınca yazılı deliller ile ispatı gerekip, dosyaya sunulan ve davalı tarafından da itiraz edilen imzasız belgenin bu yönde delil olarak kabul edilmemesi gerekeceği-
Menfi tespit davasının 15 günlük süre içerisinde açılması gerektiği öngörülmüş olup, bu sürenin haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren başlayacağı ve hak düşürücü süre olduğu, bu niteliği itibarıyla mahkemece hak düşürücü sürenin resen gözetilmesinin gerekeceği-
Mahkemece somut olay bakımından alacağı TMSF'den devralmış olan ve böylece TMSF'nin halefi durumunda bulunan davalının 5411 sayılı Bankacılık Yasası’nın 138. mad. uyarınca İİK'nunda hükme bağlanan tazminatlardan sorumlu tutulamayacağı ve bu cümleden olarak davalı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilemeyeceği-
Davalı vekili, "imza incelemesi için sunulan sevk irsaliyesindeki imzanın davalı şirket muhasebecisine ait olduğunu, davaya konu makbuzda da onun imzasının taklit edildiğini" belirttiği, bu beyan karşısında, davacı tarafça ödeme belgesi olarak sunulan makbuzdaki kaşe üzerindeki imzanın davalı vekilinin dilekçesinde belirttiği davalı şirket muhasebecisine ait olup olmadığı hususu üzerinde durulup, bu çalışanın imza incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Davalı bankanın basiretli davranarak sözleşmeyi huzurunda imzalatması gerekirken bu hususta gerekli özeni göstermeyip davacının imzasının bulunmadığı sözleşmeye dayanarak takibe girişmesinde kötüniyetli olduğunun kabulünün ve kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulmasının gerekeceği-
Davalı senede ciro yoluyla hamil olup keşideci sütunundaki imzanın davacıya ait olup olmadığını bilebilecek durumda bulunmadığından somut olay bakımından takibinde kötüniyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulmamasının gerekeceği-
Takibe konu bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin davada, öncelikle açılan ceza davasının sonucunun kesinleşmesinin beklenmesi gerekeceği-