Menfi tespit davasında, dosyadaki belge ve kayıtlardan kiralanan taşınmazın davacıya teslim edildiği anlaşılmakta olup taşınmaz teslim edildiğinde sözleşme kurulduğundan davacı taşınmazdaki durumu bilmekte ve taşınmazı teslim aldığında TBK.305. ve 306. maddelerine göre fesih hakkını kullanarak sözleşmeyi fesih etmemiş olduğundan sözleşmenin halen ayakta olduğunun kabulünün gerekeceği-
Adi ortakların tümünü ilgilendiren bir davada, dava dışı ortağın da davada taraf olarak yer alması ve bundan sonra yargılama yapılması gerektiği-
Satış tarihi itibariyle tapulu olan taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersiz olup; dolayısıyla tarafların sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre karşılıklı olarak verdiklerini iade ile yükümlü bulunduğu, dava dışı şahısların alacağı temlik alan davalıya ödenen paranın iadesini denkleştirici adalet kurallarına göre geri isteyebileceği-
Menfi tespit davasında, hükme esas alınan taahhütnameyi davacı adı geçen şirketin temsilcisi sıfatı ile imzaladığı görülmekte olup davalı alacaklı kira alacağının tahsili amacı ile her iki davacı hakkında takip başlatmış ise de davacının kiracı sıfatı olmadığından kira borcundan dolayı sorumlu tutulması düşünülemeyeceğinden davacı yönünden davanın kabulüne ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekeceği-
Kaçak elektrik kullanımı nedeniyle açılan menfi tespit davasında elektrik mühendisi tarafından düzenlenen raporda, borcundan dolayı kesilen elektriği kurumun bilgisi dışında açarak kullanan davacı eyleminin kaçak elektrik kullanımı olmayıp usulsüz kullanım olduğunun açıklandığı, kullanılan elektrik bedeli normal tarife uygulanarak hesaplanmış ise mahkemece yeni bilirkişi raporu alınması gerektiği-
Meskende elektrik kullanımdan dolayı fiilen kullanan kişinin haksız fiilden kaynaklanan sorumluluğu bulunduğu, ancak bu sorumluluğun davacı olan abonenin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini ortadan kaldırmadığı, dolayısıyla kullanımdan her ikisinin de müteselsilen sorumlu olacakları-
Mahkemece öncelikle karşı davanın süresinde açılıp açılmadığı üzerinde durulacağı, süresinde açılmış ise işin esasına girileceği, aksi halde süresinde açılmayan davanın reddi gerekeceği-
Kanal katılım bedeli nedeniyle açılan menfi tespit davasında, Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre davalı idarece hizmet götürüldüğü kanıtlanmış ise; iskan öncesi ve sonrası ayrımı yapılmaksızın hizmetten yararlanan davacının kanal katılım bedelinden sorumlu olacağı-
Davacının kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli nedeniyle borçlu olmadığı iddiasıyla açtığı davada, ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesinde öngörülen formülde belirtilen birim değerler gözetilerek; alınacak bilirkişi raporundan sonra; oluşacak sonuç dairesinde bir hüküm verilmesi gerektiği-
Davacının kendisine tahakkuk edilen su faturasındaki bedel kadar borçlu olmadığını ileri sürmesi halinde, mahkemece dava dosyasının su tüketim hesabı konusunda uzman olan mühendis bir bilirkişiye verilerek rapor düzenlettirilmesi gerektiği-