Kaçak elektrik kullanımı nedeniyle açılan menfi tespit davasında,4077 sayılı yasının 23.maddesi gereğince bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılması gerekeceği-
Elektrik borcu nedeniyle açılan menfi tespit davasında, dava konusu elektrik abone sözleşmesinin davacının ticarethanesi için düzenlenmesi halinde, uyuşmazlığın genel mahkemelerde çözüleceği-
Davacı hakkında kaçak elektrik kullanımı ile ilgili açılan kamu davasının devam etmesi ve ceza dosyasının henüz kesinleşmemesi halinde, mahkemece, ceza dosyası sonucunun menfi tespit davası için bekletici mesele yapılması,hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Davacının kendisine tahakkuk edilen elektrik borcu nedeniyle açtığı menfi tespit davasında, davacı ile davalı arasında mesleki amaçlı tarımsal sulama aboneliği sözleşmesi bulunuyor ise, davacının tüketici tanımına uymadığı, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevi içerisine gireceği-
Dava haksız ve yersiz olarak ödenen pamuk destekleme priminin iadesi için davalı idare tarafından gönderilen ödeme emrine karşılık borçlarının olmadığının tespiti amacıyla açılan menfi tespit isteğine ilişkin olduğundan, davanın adli yargı yerinde görülmesi gerekeceği-
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak, murisin ölüm tarihi ile dava konusu elektrik faturası tahakkuk tarihine kadar olan dönemde, elektrik fatura bedellerinin kimin tarafından ödendiği, mirasçıların muris adına kayıtlı aboneliğe kabulünün bulunup bulunmadığı hususunda araştırma yapılması gerektiği-
6762 sayılı TTK'nın 690. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında uygulanması gereken aynı Kanunun 590'ncı maddesi uyarınca; davalının bonodan dolayı şahsi sorumluluğu söz konusu olduğu gibi, şirket kaşesi dışında senet üzerine atmış olduğu ikinci imza, aynı Yasa'nın 612'nci maddesi uyarınca aval olarak kabul edilmesi ve bu imza sahibinin borçtan avalist sıfatıyla da şahsen sorumlu olması gerekeceği-
4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Kanun’un 10. maddesinin, 3. fıkrasının, son cümlesi, "Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez." hükmüne göre, asıl borçlu ve kefil olan davacı aleyhine birlikte icra takibi yapmış olup, davalı bankanın davacı kefilden henüz alacağını talep etme hakkının yasal olarak doğmadığının kabulünün gerekeceği-
Kaçak elektrik kullanımı nedeniyle açılan menfi tespit davasında, alınan bilirkişi raporları arasında çelişki varsa, çelişkinin giderilmesi için önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik konusunda uzman bilirkişi kurulu marifeti ile alınan raporlardaki çelişkileri de giderecek biçimde rapor alınarak, hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm tesis edilmesi gerektiği-
Kaçak elektrik kullanımı nedeniyle açılan ceza davasında, asliye ceza mahkemesi tarafından verilen beraat kararının hukuk davasında kesin delil olarak değerlendirilemeyeceği, bilirkişi heyetinden davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği alacak miktarının hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınması gerektiği-