"Takip konusu nafakanın ödenmiş olduğu" ileri sürülerek açılan menfi tespit davasında, davalı adına gönderilmiş olan banka dekontlarından sadece bir tanesi nafaka ödemesi olarak kabul edilmiştir, oysa, borçlu davacının birbirini takip ve davalı ile müşterek çocuklarının adını taşıyan ödemelere ilişkin sunduğu dekontlar da mevcuttur, bu dekontların da nafaka ödemesi olarak kabulünün zorunlu olduğu-
Mahkemece, nakit/çek giriş bordrosundan önceki vade tarihli bonoların bedellerinin ödendiği, bu tarihten sonra varsa davalının cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağını ayrı bir takiple tahsil etme imkanı bulunduğu, bu tarihten sonraki cari hesap alacağının dava konusu bonolar ile tahsilinin mümkün olmadığı, dava konusu bonoların bedelsiz kaldığı gözetilmeksizin menfi tespit davasının kabulü yerine reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Miktarın belirli olması halinde kısmi menfi tespit davası açılamayacağından davacı yana talebi de açıklattırılıp harç tamamlattırıldıktan sonra işin esasına girilmesi gerekeceği-
Vekaletnamede bonodan söz edilmemekle birlikte vekaletname içeriğinden çok geniş yetkilerin verilmiş olduğu ve bu nedenle senetleri ciro eden adı geçen kişilerin ticari mümessil olarak kabulü gerektiği-
Mahkemece, taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek takipte istenen tutarla takip tarihinde saptanan alacak arasındaki tutar kadar davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekeceği-