İİK. 'nun 72. maddesine dayalı açılan davalarda, istirdat davası hükümleri ayrık olmak üzere, zamanaşımı için herhangi bir sürenin öngörülmediği, davanın Borçlar Kanunu’nun irade bozukluğunun giderilmesine ilişkin hükmünde yer alan 1 yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmadığından bahisle reddinin doğru olmayacağı-
Çeklerin üzerinde keşideci şirketin ünvanı altında iki adet imza mevcut olup, sol tarafta da “avalimdir” sözcüğüne yer verilmiş olduğu, çeklerin keşide tarihi itibariyle davacının keşideci şirketi temsil yetkisinin kaldırıldığı ve temsil yetkisinin tek ortaklı hale gelen şirketin müdürüne verildiğinin dosyaya sunulan imza sirkülerinden anlaşıldığı, çekler altındaki müdür imzasının keşideci şirketi temsilen, davacı imzasının ise aval veren sıfatı ile atıldığının kabulü gerekeceği-
Dava konusu icra takiplerine dayanak olarak genel kredi sözleşmelerinin gösterildiği ve dava dilekçesinde hem bu genel kredi sözleşmelerinde yazılı miktarların karşısında para birimi belirtilmediğinden kefaletin geçersizliğinin tespiti hem de dava konusu icra takiplerinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti talebinde bulunulduğu, genel kredi sözleşmelerinde sözleşme limitinin yazılı olduğu 1. sayfada para birimi açıkça yazılı olduğundan kefaletin geçersizliğinden söz edilemeyeceği, davacının anılan sözleşmelere ilişkin talebinin reddi gerekeceği-
Davacının imzasının teşhise götürecek karakteristik materyal, önemli yazı ve tanı unsuru içermeyen, karalama tarzında çizgilerden ibaret basit tersimli imza olmasından dolayı, senetteki imzanın kendisine ait olup olmadığının tespit edilemediği belirtildiğine göre, davalı lehtarın bu davacıya karşı takip yapmakta kötüniyetli sayılarak kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Menfi tespit ve İİK'nun 72/5 maddesi gereğince %40 tazminat (şimdi %20) isteminde, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilmesi gerekeceği-