Karşı tarafa dava dilekçesi tebliğ edilmeden davalının savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle görev yönünden karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davalı şirket ile akdi ilişkinin adi ortaklık arasında olduğu ve alıcının da adi ortaklık olduğu anlaşıldığından, satıcı davalının icra takibini adi ortaklığa karşı yapması gerekirken davacının şahsi sorumluluğuna müracaat ile icra takibi başlatması usulsüz olup, davacının bu takip ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiği-
Ticari nitelikteki Genel Kredi Sözleşmesine dayalı davada, davalı taraf süresi içinde dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'na göre iş bölümü itirazında bulunduğundan, davanın Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görülmesi gerektiği-
İbranamedeki imzanın davalının eli ürünü olmadığı, sözleşmedeki imzanın davacının eli ürünü olduğundan, menfi tespit davasının reddine, davalının tazminat isteminin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Davacı iddiasını ispatlayamadığından menfi tespit davasının reddi gerektiği-
Alacak davasından önce, davalıya verilen çek nedeniyle menfi tespit davası açılmış olduğundan, bu davanın daha önce açılan dava ile birleştirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Taşınmaz maliki olarak üçüncü kişi konumunda olan davacının sorumluluğunun ipotekli taşınmaz ile sınırlı olduğu, taşınmazın paraya çevrilmesi halinde, taşınmaz maliki olarak davacının sorumluluğunun da sona ereceği, hakkında düzenlenen rehin açığı belgesi nedeniyle borçlu kabul edilemeyeceği; davacının ipotekli taşınmaz bedeli dışında borçlu olmadığının tespiti ve kötüniyet tazminatı isteminin reddi gerektiği-
Tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmasının hükmün bozulması gerektireceği-
"Davacının kart şifrelerini ve kimlik bilgilerini korumada yeterli özeni göstermemiş olması nedeniyle %25 oranında kusurlu olduğu, davalı bankanın da bilgilerin korunması, kimliklerin tespiti konusunda özenli ve basiretli bir tacir gibi davranmaması nedeniyle %75 kusurlu olduğu, dava dışı üçüncü kişi tarafından yapılan harcamalardan kusur oranı dikkate alınarak her iki tarafın da sorumlu olduğu" gerekçesiyle menfi tespit davasının kısmen kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu-
Menfi tespit hükmü kurulan 10 adet çek ile tahsiline karar verilen bedel arasında bağlantı bulunduğu, ilam bir bütün olup İİK. mad. 72/5 uyarınca kesinleşmeden takibe konulamayacağı-