Davalıı-alacaklının, davacıya 32.500.00 TL dışında 7.500.00 TL daha verdiğini yazılı belge ile ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne, icra takibine konu edilen 132.500,00 TL bedelli bonodan dolayı davacının 100.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin 32.500,00 TL üzerinden devamına, davalı icra takibinin 100.000,00 TL'lik kısmından kötüniyetli olduğu için % 20 oranındaki 20.000,00 TL kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesinin isabetli olduğu-
“Dava konusu çekteki imzanın davacıya ait olduğu”nun bilirkişi raporları ile saptanması ve davacının Cumhuriyet Savcılığına verdiği şikayet dilekçesinde “imzayı inkar etmemiş olması”, “çekin teminat amacıyla verildiği”nin yazılı delillerle kanıtlanamamış bulunması karşısında, ceza davasının sonucu beklenmeden menfi tespit davasının reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
İhtarlı yemin davetiyesinin tebliğine rağmen yemin teklif edilen davalı-alacaklı duruşmaya gelmediğinden, HMK. mad. 228/2 uyarınca, yemin konusu vakaları ikrar etmiş sayılması gerektiği- Takibin başlatılmasında kötü niyet bulunmadığı gerekçesi ile menfi tespit davasının kabulüne, takip dayanağı bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile kötü niyet tazminatı takdirine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği-
Davacının davalı ile dava dışı şirket arasındaki kredi ilişkisine müteselsil kefil, düzenlenen bonoya ise kefil sıfatıyla dahil olduğu, davalının rehnin paraya çevrilmesi için takip yapmasının, aynı alacak için kefil hakkında ilamsız takip başlatmasının ve elde bulunan kambiyo senedine dayanarak takip yapmasının mükerrer takip olmadığı-