Senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfetinin senet elinde olup, takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya ait olduğu- Somut olayda mahkemece, 'senetteki imzanın borçlunun eli ürünü olmadığına' ilişkin kesin kanaat içeren bilirkişi raporu alındığı halde, borçlu aleyhine karar verildiği anlaşıldığından; mahkemece, 'alınan bilirkişi raporu doğrultusunda İİK'nun 170/3.maddesi uyarınca borçlunun imzaya itirazının kabulüne' karar verilmesi gerekirken, kesin kanaat içeren bilirkişi raporunun aksine 'itirazın reddi' yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Dosya içerisinde bulunan banka hesap ekstrelerinden davalının, dava dışı 3. kişinin bankadaki mevduat hesabından vekaleten para çekme yetkisinin bulunduğunun anlaşıldığı, bu durumda mahkemece ilgili bankaya yazı yazılarak davalı tarafından dışı 3. kişinin hesabına gönderilen 70.000 TL'nin bu hesaptan vekaleten davalı tarafından çekilip çekilmediği araştırılıp, şayet davalı tarafından bu bedel vekaleten çekilmiş ise 70.000 TL'lik ödemenin davalıya yapılmış olduğunun kabulü gerekeceği-
Davaya konu icra takip dosyasında davalı tarafından ticari kredi kartı riskinden kaynaklanan alacak nedeniyle de takip başlatılmış olup söz konusu 21.08.2009 tarihli ticari kredi kartı sözleşmesinde davacının müteselsil kefil olarak imzasının bulunduğu, bu nedenle davacının ticari kredi kartı borcundan dolayı sorumlu olduğu gözetilmeksizin bilirkişinin raporunda yanılgılı olarak davalı bankanın takipte kredi kartından dolayı talepte bulunmadığı yönündeki takip ve dosya içeriği ile uygun düşmeyen değerlendirmesi dikkate alınarak davanın ticari kredi kartı yönünden de kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davanın, iki adet bonoya dayalı yapılan icra takibinden borçlu olunmadığına dair menfi tespit davası olduğu, bonoların sebepten mücerret olup davacı borçlunun bono bedellerini ödediğini yazılı delillerle ispatla yükümlü olduğu, davacı tarafından bono bedellerinin ödendiği konusunda dosyaya herhangi bir yazılı belge ibraz edilmediği ancak davalı ...... Hazır Beton şirketi vekili tarafından verilen 04.07.2011 havale tarihli dilekçe içeriğinde "davacının 30.11.2011 vadeli 30.000 TL ve 28.12.2010 vadeli 30.000 TL bedelli bonoları öder ise müvekkilinden 22.443,92 TL alacaklı olacağı ancak bugün itibariyle bu iki bono ödenmediğinden vekil edenin davacıdan 37.556,08 TL hak ve alacağı vardır" şeklindeki beyanının davalıyı bağlayacağından mahkemece takibe konu 2 adet bono bedeli olan 60.000 TL'den davalının beyanında belirttiği miktar olan 37.556,08 TL alacak miktarı mahsup edildiğinde her iki bonodan dolayı borçlu bulunmadığı miktarın 22.443,92 TL olduğu, mahkemece bu miktar üzerinden davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesinin uygun görülmediği-
Hükmüne uyulan bozma ilamında, davalı kefilin kefalet imzası taşıyan sözleşme ve limit artışından sorumlu olduğu ve borcun da bu çerçevede tespiti gerektiğinin belirtildiği, bozma sonrasında alınan bilirkişi raporunda davacının icra takibinde sorumluluğunun toplam 11.901,23 TL olduğunun belirtilmiş olup,bu durumda davacının borçlu olmadığı miktar belirlenerek İİK. 72. maddesine göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde olumlu tespit hükmü kurulmasının isabetsiz olduğu-
Davalı tarafın akdi ilişkiyi kabul ederek, edimini eksiksiz yerine getirdiğini beyan ettiği, her ne kadar davacı, banka havaleleri ile ödenen 75.000 TL’nin muvazaalı işlem olduğunu, kendilerinin hesaba gelen tutarı davacı şirket ortağı N. S.'ye geri ödediklerini bu nedenle çekler tutarında alacaklı olduklarını belirtmekte ise de kimsenin kendi muvazaasına dayanamayacağı, davacının davalının hesabına 75.000 TL ödediğinde uyuşmazlık olmadığı, bu ödemenin dava dışı 3. kişi hesabına gönderilmesinin muvazaa iddiasını kanıtlayıcı nitelikte olmadığı-
Mahkemece alınan bilirkişi raporlarında, mukayese imzaları içeren belgelerin fotokopi olup, fotokopi belgeler üzerinden imza incelenmesine ilişkin rapor alınamayacağı, mahkemece, mukayese inceleme için belge asıllarının getirilerek yeniden imza incelemesi konusunda bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği, ayrıca davacı .... Teknik Elektrik İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin çekteki imzaya itirazı olmayıp kendisinden sonraki cirantanın imzasının sahteliği iddiası ile menfi tespit davası açamayacağı hususunun da gözetilmemesinin doğru görülmediği-
Fesih tarihi itibariyle davalı şirketin teminat altında bulunan alacağı bulunup bulunmadığının taraf defterleri üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu belirlenmesi, borç yok ise davanın kabulü aksi halde reddi gerekeceği-