Daha önce açılıp görülen itirazın iptali davasında davalı olarak borçlu olmadığını savunma imkanına sahip olan asıl dosya davalısı, birleşen dosya davacısının asıl dava olarak itirazın iptali davası açılmasından sonra, asıl dosya davacısı aleyhine menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı-
5661 sayılı K. mad. 6. uyarınca 20/08/2002 tarihinden önce çekilen tarımsal kredilere kefil olanların sorumluluğunun Kanun'un yürürlüğe girdiği 12/04/2011 tarihi itibariyle sona erdirildiği, davacı kefilin borçtan sorumluluğunun ortadan kalktığı gerekçesiyle menfi tespit davasının kabulüne, icra takibinde davalı bankanın kötüniyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden kötüniyet tazminatının reddine karar verilmesi gerektiği-
Bonolarda da açık senedin düzenlemesi mümkün olduğundan senedin sonradan anlaşmaya aykırı şekilde doldurulduğu iddiasının yazılı delil ile kanıtlanması gerektiği, davacılar dava konusu senet bedelinin ödendiğini savunmuş olup, ödeme savunmasının da yazılı delil ile ispatının zorunlu olduğu- Davacılardan E., dava konusu bonoda avalist olarak yer aldığından “Aval veren kişinin teminat altına aldığı borç şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir. “hükmü göz önüne alınarak menfi tespit davasının reddi gerektiği-
Kambiyo senedine dayalı icra takibinden sonra açılan İİK'nun 72. maddesine göre, takip konusu senedin gerçeğe aykırı olarak sonradan doldurulduğu, açığa imzalı olarak alındığı, cirodaki imzanın sahte olduğu dolayısıyla borçlu olmadığının tespiti İİK'nun 72 ve HMK'nun 209. maddesi gereğince teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebine dayanan dava-
Davacının icra takibine konu çekteki ciranta şirkete ait kaşe ve imzanın inkarına dayanılarak açtığı menfi tespit davasında, İİK 72/3. maddesi uyarınca tedbir koşullarının oluşup oluşmadığı-