Adi senette sahtecilik iddiası ileri sürüldüğünde o senedin hiçbir işleme esas alınmaması gerektiği, ancak bu durumda; icra takibinden sonra açılmış olan menfi tespit davalarında takibin durdurulması için kötü niyetli olarak sahtecilik iddiasında bulunulmasına yol açacağı için, yargılama sonucunda kötü niyetli olarak sahtecilik iddiasında bulunulduğunun tespiti halinde karar altına alınacak icra-inkar tazminatının teminat altına alınması için %20 oranında teminat karşılığında HMK'nun 209. maddesi gereğince tedbir kararı verilmesi gerektiği, zaten İİK'nun 72/3. madddesinde de belirtilen tedbirin en az %15 teminat karşılığında verildiği- Mevcut davada HMK'nun 209. maddesi gereği yazı veya imza inkar edildiğinde senet hiçbir işleme konulamayacağından takibin durdurulması talebinin yerinde olduğu-
Davacıya ait senetlerin davalı tarafından takibe konulması ile davalının cebri ihale ile çekişme konusu taşınmazın maliki olduğu, takibe konulan senetlerden dolayı davacının menfi tespit davası açtığı ve bu dosyanın halen derdest olduğu anlaşıldığından, davacının, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin dava açmakta hukuki yararının bulunduğu-
Davacının dava dosyasında delil durumu değişmeden duruşma sırasında ihtiyati haciz talep etmesi ve bu talebin reddedilmesine dair ara kararı HMK 341 maddesi anlamında istinafı kabil bir karar niteliğinde olmayıp yargılama sırasında verilen ara kararı niteliğindedir