Dava konusu bonoda davalı alacaklı hamil olup davacı keşideci ile doğrudan ilişkisi bulunmadığından, davalı hamilin dava konusu bononun bedelsiz olduğunu ve kötüniyetle takip yaptığına dair herhangi bir delil olmadığı halde davalı aleyhine kötüniyet tazminatı verilmesinin yerinde olmadığı-
Dava menfi tespit davası olup, mahkemece dava konusu çekle ilgili olarak davada taraf olmayan 3. kişilerin de haklarını etkileyecek şekilde ödeme yasağı konulmak suretiyle ihtiyati tedbir kararı verildiğinden, söz konusu ihtiyati tedbir nedeniyle çekte yetkili hamil olan dava dışı ... Bankası’nın davaya müdahale konusunda hukuki yararı bulunduğundan, müdahale isteminin kabulü gerekeceği-
Beyan ve savunmasında 'dava konusu bononun satım ve ortaklık ilişkisi nedeniyle kendisine verildiğini' belirtmiş olan davalının, bonodaki 'nakden' kaydını talil etmiş sayılacağı-
İcra takibinin dayanağı olan icra mahkemesinin ilamı, kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat alacağına ilişkin olup, tarafların şahsı ya da ailevi yapılarına ilişkin hukuki durumlarında ve bunlara ilişkin sicil ve kayıtlarda bir değişiklik yaratmamakta, sonuçları itibariyle ancak tarafların malvarlığını etkilediği, bu itibarla ilamın, yasalarda sayılanlar arasında yer almadığından, takibe konulabilmesi için kesinleşmesi gerekmeyeceği-
Davaya konu bononun, lehtar davalı H... tarafından protesto edildiği; protesto sırasında diğer davalı S.’ın ciro silsilesinde yer almadığından protestodan sonra yapılan ciro alacağın temliki hükümlerine tabi olup (TTK. m.690), bu durumda icra takibi yapan S. yetkili hamil olmadığı için kambiyo takibi yapamayacağından, bu davalı hakkındaki menfi tespit davasının kabulü gerekeceği-
Menfi tespit davasının kabulüne karar veren mahkemenin, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan icra takibinin haksız ve kötü niyetle yapılmış olduğu kanısına varması halinde, borçlunun talebi üzerine, borçlunun menfi tespit davası nedeniyle uğradığı zararın alacaklıdan tahsiline karar vermesi gerekeceği- Eldeki somut davada, alacağını devreden davalı banka takibinde haksız ise de, kötü niyetli olmadığından davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
3. HD. 27.09.2018 T. E: 5193, K: 9160-
Dava konusu bono kambiyo senedi niteliğinde olup, ayrıca bononun verilme nedeni olan sözleşme ticari nitelikte alım satım sözleşmesi olduğundan TTK’nun 4. ve 5. maddesi uyarınca davaya bakma görevinin ticaret mahkemesine ait olduğu-
Konusunda uzman teknik bilirkişi ve bankacılık konusunda uzman bilirkişiler aracılığıyla banka kayıt ve defterleri ve davalı bankanın internet bankacılığı ile ilgili sistemleri üzerinde inceleme yaptırılarak, internet üzerinden harcamaların nasıl yapıldığı, 3D güvenlik sistemi kullanılıp kullanılmadığı, davacının söz konusu harcamalarda kusurunun bulunup bulunmadığı, son teknolojik gelişmeler de gözetilmek suretiyle, davalı bankanın internet bankacılığı ile ilgili alınabilecek tüm önleyici tedbirleri alıp almadığı, davalı bankanın hafif de olsa kusurunun bulunup bulunmadığı hususunda Yargıtay denetimine açık, hüküm kurmaya elverişli, rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davanın İİK’nın 72. maddesi uyarınca açılan menfi tespit istemine ilişkin olduğu; İİK 72/4. maddesi uyarınca “Dava alacaklı lehine neticelenirse, alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Bu zarar herhalde %20’ den aşağı tayin edilemez.” hükmü uyarınca bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-