Talimatla mahallinde yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazın değerinin 100.00,000 TL olduğunun, taşınmazın ........'nın talep gören bir mahallesinde bulunduğunun , haline münasip daha vasat bir semtte ev değerinin ise 65.000,00 TL olarak tespit edildiğinin anlaşıldığı, o halde hükme esas alınan rapor bu haliyle hüküm kurmaya elverişli olmayıp, mahkemece bilirkişilerden ek rapor alınarak, borçlunun, şikayete konu taşınmazın değerinin dava tarihi itibari ile değeri ve haline münasip evin yine dava tarihi itibari ile değerinin, taşınmazın bulunduğu bölgedeki diğer taşınmazlarla emsal mukayesesi yapılmak ve aynı vasıftaki taşınmazların alım-satım değerleri denetime elverişli ve somut veriler içerecek şekilde tespit edilmek suretiyle, İİK'nun 82/12. maddesi gereğince belirlendikten sonra borçlunun haline münasip evi alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın hak sahiplerine ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına; şayet borçlunun haline münasip evi alabileceği miktar mahcuzun değerinden fazla ise haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Haciz tarihinden itibaren bir yıl olan satış isteme süresi içinde satış avansının yatırılmadığı, dolayısıyla İİK'nun 110/1. maddesi gereği, taşınmaz üzerindeki iş bu haczin şikayet tarihinden önce düştüğünün anlaşıldığı, bu durumda, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunmasında korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmadığından, mahkemece, meskeniyet şikayetinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerekeceği-
İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesinin davacıların “ satışın durdurulması “ talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar vermemesinin HMK. nın 297/2 ve 359/2. maddelerine aykırı olduğu- Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf edenin/edenlerin bildirdiği istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, ancak hükmün, kamu düzeni açısından doğru olmadığı, ya da gerekçe açısından yanlış/eksiklik olduğu hususlarını karar gerekçesinde açıklayarak, gerekçeye uygun şekilde ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak yeniden karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, hem istinaf sebeplerinin reddine, hem de ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilerek şüphe ve tereddüt uyandıracak şekilde hüküm oluşturulmasının hatalı olduğu-
Borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer eklenti ve ziraat aletleri; değilse, sanat ve mesleki için lüzumlu olan alat ve edevat ve kitapları ve arabacı, kayıkçı, hamal gibi küçük nakliye erbabının geçimlerini temin eden nakil vasıtalarının haczolunamayacağı- Borçlunun İİK.'nun 82. maddesine dayanan haczedilemezlik şikayetini yine aynı Yasanın 16/1. maddesine göre haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde yapması gerekeceği-
Temyiz dilekçesinin kaydedildiği tarihte de temyiz yoluna başvurulmuş sayılacağı- Dayanak ilam katılma alacağından kaynaklandığından, yani meskeniyet şikayetine konu taşınmazın alımından kaynaklandığından, borçlunun haczedilmezlik iddiasında bulunamayacağı (İİK.82/1-12)-
Haciz tarihinden önce verilen ipoteğin doğmuş ve doğacak tüm borçlar için verildiği ve borçlu tarafından kullanılan ticari nitelikli kredi borcunun ödenmediği anlaşıldığına göre, Bölge Adliye Mahkemesi’nce meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, istemin kısmen kabulü yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Haczin kaldırılmasına ilişkin icra mahkemesi kararlarının kesinleşmeden infaz edileceği- Daha önce haciz kabil olmayan bir malın, daha sonra durum ve şartların değişmiş olması hâlinde haczi kabil hâle gelebileceği- Alacaklı vekili "borçlu belediyeye ait haciz talep ettiği araçların belediye meclis kararı ile fiilen kamu hizmetinde kullanılma durumunun ortadan kalktığını" ileri sürdüğünden, mahkemece bu husus değerlendirilerek, icra müdürlüğünün haciz talebinin reddine ilişkin kararının yerinde olup olmadığının incelenmesi gerektiği-
Bankaya, "sözleşmelerden doğan mevcut ve müstakbel borçların teminatı olarak banka nezdindeki maaş hesaplarından bloke, rehin, hapis, virman ve mahsup işlemleri suretiyle alacağını tahsil yetkisi" veren sözleşme hükümlerinin İİK 83/a gereğince geçerli olmadığı- Banka tarafından davacının maaş hesaplarına bloke konulmasının hukukî dayanağı bulunmadığı gibi geçersiz sözleşme hükümlerine dayalı ve İİK’nın 83. maddesine aykırı bir şekilde tahsil edilen meblağın davacıya iadesi gerektiği- "Taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin esas alınması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Vücut ve sıhhate verilen zararlar için ödenen "manevi tazminat alacağının" haczi mümkün olmadığından (İİK. 82/1-11), takas da edilemeyeceği-
Borçlu belediyenin İSPARK'tan aktarılan park yerleri işletme gelirleri payına ilişkin gelirinin, 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 44/son maddesine dayanılarak çıkartılan yönetmeliğin 10 ve 11. maddelerinde düzenlenen otopark geliri niteliğinde olmadığı dolayısıyla haczine engel bir düzenlemenin bulunmadığı anlaşıldığından, söz konusu hesaba ilişkin şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken tüm hesaplar yönünden haczin kaldırılmasına dair hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-